Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1 çocuk 3 dilek

5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece dileklerimizi gül ağacına asmak için gündüzden eşimle ben çiziktirirken ve hatta net çizemediğim yerlerde açık olsun diye yazarken, kızım da eline bir kağıt ve bir kalem aldı. Çizim işi bitince ben yazmayı bilmiyorum anne sen yazıver dedi: 1- Ece hep benimle oynasın, en iyi arkadaşım olsun 2- Çok oyuncağım olsun 3- Annem işe gitmesin Ben de küçükken annemin çalışmasını içten içe istemedim, hafta sonları çalışması gerektiğinde arıza çıkarttım, şimdi iyi ki çalışmış diyorum, umarım kızım sen de iyi ki dersin birgün ....

acı

6 gün geçti ama anca yazabiliyorum. Ne zaman yazmaya kalksam ellerim titredi, olmadı.... Biz 6 gün önce annemlerin arkadaşı, benim öğretmenim bir annenin biricik kızını lösemiden 27 yaşında kaybettiğini öğrendik. 10 aylık savaşın sonunda 1 Mayıs gecesi melek olup, akıp gitti.... Folklor oynayan, gitar çalıp- şarkı söylemeyi seven gencecik pırıl pırıl bir genç.... Eşimin dediği gibi belki, Allah onu bizden daha çok sevdi.... Annesinin, anneme dediği gibi; artık onu ne üzebilir ki ?

kalp kırmak

Kalp kırmak kolay, gerçekten çok kolay. Bazen öylesine söyleniveren bir sözle, bazen kızgınlıkla, bazen de bile bile.... Ama o kalp sonradan ne özürler dilense de eskisi gibi olmuyor, olamıyor... O kırgınlığın gölgesi ne kalpten ne de gözden silinemiyor... Belli belirsiz bir iz kalıveriyor; çok iyi yapıştırılan bir vazodaki iz ya da estetik dikiş izi gibi ... Sırf bu yüzden belki; ağzımızdan bir laf çıkarmadan çok ama çok iyi düşünmeli....