Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SABIR

Sınanıyorum sanki son günlerde, iki gün önce gittiğim İzmir denetiminde, bir ara denetimi bitiremeyeceğim herhalde diye düşündüm. Hep mi böyleydi bu denetim işi yoksa benim mi sabrım kalmadı artık? Ben null istedikçe , biz küçük bir firmayız bla bla bla. Hayır standartta küçük firmalar bu konudan muaftır yazıyor da benim mi haberim yok? Ses geçirmez bir oda bulsam avazım çıktığı kadar bağıracağım ama ses tellerime yazık. Yani elime raketi almışım da , sorunlar top fırlatma makinesinden sürekli üzerime fırlatılıyor ben de ha babam karşılıyorum. Belki de şımarıklık yapıyorum, neler yaşayan, nelerle uğraşan insanlar var ? Sabır ver Allahım, çözebileceğim dertlerle beraber.

Anna Karenina

Bu film tek cümle ile; tam bir tiyatral (böyle bir kelime var mı? emin değilim) şölen. Hele o dans sahnesinde ki ellerin dansı... Bu film izlenmeli....

Grinin 50 Tonu

Sabah haberlere bakıyorum. Metin Kaçan' ın cesedi bulunmuş. Mehmet Ali Birand bugün toprağa veriliyor. Toktamış Ateş vefat etmiş ve haber değeri taşımayan kimbilir daha nice acı ... Hayat ve ölüm, hem çok yakınlar, hem çok uzak....

çok fena

Çok fena çantamı alıp çıkasım var ofisten. Evde örgü öresim, pasta börek deneyesim var. İnternetten bulduğum balık çorbası tarifini teyzemize bırakmayıp kendim yapasım var. Sabah kızı servise bıraktıktan sonra üstüme kalın -simli-mavi sabahlığımı giyip kahvemi alıp, kış balkonumuzdan yer yer çıplak kalmış ama çamların hala şenlendirdiği küçük bahçemize bakasım var boş boş. Sonra seçtiğim romantik bir filmi izleyesim var battaniyenin altında. Film bitince bahçeden topladığım dal parçalarını, kozalaklarını boyayasım var. Battaniyenin altında kitaplarıma dalasım var. Ufak bir öğleden sonra kestirmesi yapasım var. Spor çantamı hazırlayıp yüzmeye gidesim var. Boş vakti olan bir arkadaşla sakin- yeşil bir yerde buluşup, sohbetin belini kırasım var. İndirimden kendime bir şeyler alasım var yada balkona yeni yastıklar, süsler... Kızımı okuldan gelince karşılayasım var. Tüm bunların beni bir süre sonra sıkmayacağını bilsem, hemen deneyesim var.

denge- karma

Denge deyin, karma deyin bu hayatta her şeyin bir oluş nedeni, her karşınıza çıkan insanın bir sebebi var. İlkokulu yan yana sınıflarda okuduğumuz, Anadolu Lisesinde 7 sene aynı sınıfı paylaştığım , bir arkadaşım var, kadere bakın ki şimdi annemlerle aynı apartmanda yaşıyor eşiyle. Babasını çok erken biz lise 1 ya da 2 deyken kaybetti, taziyeye evlerine gittiğimizde o gözlerinde gördüğüm acıyı asla unutamam, şimdi ne zaman aklıma gelse o bakışıyla beliriverir karşımda. Zeki ama çok haylaz öğrencilerdendi ama kızamazdınız işte.... Evlendi ve eşinin rahatsızlığı sebebi ile çocuk sahibi olamıyorlardı, geçenlerde abisini trafik kazasında kaybetti. Abisinin eşini ve 2 çocuğunu yakınında bir eve taşıdı şimdi onlara babalık yapıyor, onlarla beraber annesine ve kız kardeşine de kanat geriyor... O haylaz öğrenci iş hayatında o kadar başarılı oldu ki, gurur duyuyorum yaptıklarını, başarılarını öğrendikçe, ama şunu da düşünmeden edemiyorum... Allah sanki tüm bu başarıyı/ kazancı kaybe...

komşuculuk

Bugün akşam üzeri alt kat komşularımız bize geldi. Değim yerinde ise sırtlarına yelek/şal/hırka atıp, ayaklarına babet/terlik geçirip geldiler. Neredeyse 360 hanelik bir sitede oturuyoruz, bizim blokta ise 36 aile var. Ben toplam 10 aile tanımıyorum diyebilirim. Çocukluğumun geçtiği sokakta tanımadığım aile yoktu desem abartmış olmam. Oysa ne kadar keyifli komşuculuk, öğleden sonra bize gelir misiniz dedik , olur dediler. Trafik/ hazırlanma derdine düşmeden, bu soğukta üşümeden geliverdiler. Birlikte yedik, içtik, güldük... Çocuklar oyunlar oynadılar/ kavga ettiler/paylaştılar... Eskinin kalabalık aile ortamlarını, belki de komşuculuk ile doldurmalıyız, iki lafın belini kırmak ya da ne bileyim bir şeyler paylaşmak için. Çok uzaklaşıyoruz birbirimizden, yabancılaşıyoruz. Böyle olunca ötekileştirmek ve yargılamak daha kolay oluveriyor. Artık o kadar yoğun hayatlar yaşıyoruz ki, vaktimiz yok. Hafta içi ev-iş, hafta sonu çocuğun kursu, evin alışverişi bir bakmışsın bitmiş. Oysa t...

yoğunluk

Karı koca çok çalışıyoruz bu aralar, kızı yatırdık mı, masanın iki başına kurduğumuz bilgisayarların başına geçiyoruz hafta sonu da dahil. İyi mi ediyoruz bilemiyorum ? Orada burada, en çok da tuvalette aklıma gelen düşünceleri sonra hatırlayabilmek adına bak bunu bloğuma yazayım dediğim fikirler, bir bakmışım uçup gidivermiş. Fil gibidir dediğim hafızam da oyunlar oynamaya başladı bana, artık bazı şeyleri unuttuğum, hatırlatılmaya çalışılsa bile hatırlayamadığım oluyor. Beynim ve bedenim bu kadar yoğun olmayı reddetse de şu ana yapacak bir şey yok. Yoksa var mı?