Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan

Baya düşündüm, başlığı yazarken, insan manzaraları, insanoğlu, vb. birçok isim geldi aklıma. Bunu yazmada ki amacım ne yermek ne de övmek. Karşılaştığım insanlık hallerini paylaşmak sadece. İşim gereği oldukça seyahat ediyorum ve bu bana birçok insan ile tanışma fırsatı veriyor, herkes iz bırakmıyor tabi ama bazı insanlar bir durup düşünmeme sebep oluyor. Pazartesi- Salı İzmir' deydim. 5-6 kuruluşa sahip bir grup şirketinin 3 kuruluşunu denetlemek için, zor bir denetim çünkü grup şirketleri  organik yapıya sahipler ve çok iç içe geçmiş durumda oluyorlar, iyi ayrıştırmak gerekiyor. İlk gün 2 kuruluşu tamamlayabildim ikisinin temsilcisi de X Bey' di, daha önceki denetimlerde tanıştığım Y. Hanım'ın eşiymiş aynı zamanda. Y. Hanım başka bir yerde çalışmak için ayrılmış artık orada değilmiş. Ben kendisine yeni işi hayırlı olsun nasıl gelişti olaylar diye sorunca. X. Bey birden eşim çok zekidir hatta her an bir zeka patlaması yaşayabilecek kadar zekidir onun için çok kolay old...

Dünyayı biz mi kurtaraceyyuk ?

Evet çok yoğunum ama bunu yazmaz isem de işime konsantre olamayacağım daha fazla, sürekli içimdeki ses yaz yaz diyor zira. Ofisimizde geri kazanılabilir atıkları koymak üzere 3 adet kumbara var belediyeden aldığımız. Ve ofis olarak gerçekten bu konuda dikkatliyiz, hem de her çalışanımızla. Temizlik için cumartesileri gelen bir hanım var. Asistanımız kendisini sürekli ikaz ediyor bu atıkları çöp ile karıştırma ayrı ayrı koy diyor ama çoğu zaman Hanım kendi bildiğini okuyor. Geçtiğimiz hafta sonu Hanım buradayken asistanımız da bir şeyler almak için ofise uğruyor ve yine atıklar ile çöplerin karıştırıldığını görüyor ve bir kez daha uyarıyor. Hanım ne diyor ' Anam dünyayı biz mi kurtaraceyyuk' Hay çok yaşa sen emi, sabahtan beri cümleyi tekrarlayıp tekrarlayıp gülüyorum.

sıkışık günler

İş bakımından, yoğun, stresli, zor günlerden geçiyorum. Geçenlerde 13 gün hiç dinlenmeden her gün çalıştım. Yorgunum.... Ne kendime, ne kızıma, ne de eşime yeterince zaman ayıramıyorum. Martın 10'una kadar da böyle devam edecek ne yazık ki. İnsanın cenneti de- cehennemi de hayatta iken yaşadığını düşünüyorum bu günlerde ve cennetimizi de - cehennemimizi de yaratan biziz sanki. Bir hayat kuruyoruz kendimize ve sonra onu kaybetmemek için esiri oluyoruz ve artık kontrol elimiz de değil, hep sahip olabilmek için. Yap boz yapmaya cesaretimiz yok çünkü bize kaybetmek öğretilmiyor. Hep kazanmayı öğreniyoruz daha çok kazanmayı. Bizim neslin ebeveynleri, hep iyi işe sahip olmalısını öğretti bize, öyle yönlendirdi iyilik ettiğini düşünerek. Şimdi benim neslimden o kadar çok duyuyorum ki  - ben de dahilim - çocuğum mutlu olduğu işi yapsın. Biz kayıp bir nesil olduk bu anlamda, umarım bizden sonrakileri kurtarabiliriz.

3 ü bir yerde

Bu son dönemin stres dolu günlerinin hediyesi olarak sol yanağımda 3 ü bir yerde sivilcelerim var, Allah şu kapatıcıları bulanlardan razı olsun ne diyeyim. Bu kadar sinirli olmamın en büyük sebeplerinden biri, benimle çalışan kızın son dönemlerde ki vurdumduymazlığı ve rahatlığı idi en çok. Baktım kendi kendimi yiyorum, önce kendimi güzelce sakinleştirdim, sonra da kendisi ile konuştum. Son dönemde çok sorumsuz davrandığını, onun yapması gereken işleri bile benim yaptığımı bunun böyle gidemeyeceğini anlattım. Evet kendi sebepleri var ve iş yerinde ki başka insanlara kızgın olduğu için böyle yapıyor ama olan bana oluyor. Madem mutlu değilsin git o zaman dedim. Hiç olmaz ise herkes için bir çözüm olur, işi sevecek başka birini buluruz, o da sevdiği işi bulabilir belki .... O da haklı olduğumu, kendisi ile konuştuğum için çok memnun olduğunu ve bundan sonra daha azimli olacağını söyledi. Bugün bile bir farklı, gönderilen maillerden çıktı alıp anlamaya, yeni bir konu varsa öğrenmeye ...

sorumluluk

Benim suçum aslında ben yaptıkça daha çok sorumluluk yüklendi bu iş yerinde omuzlarıma. Şimdi ise yeter bu kadar ağır yük taşımak istemiyorum demek istiyorum. Bir sinir krizinin eşiğinde bile olabilirim bilmiyorum. Durmadan kendime şunu tekrarlamak istiyorum. Anın telafisi yok boşver, oluruna bırak herşeyi. Ah şu herşeyi kontrol altında tutma isteğim, terket beni lütfen. Bunu da yapamadı desinler senin için, ne olur ki ? Ne kaybedersin? Hem birşeyler kaybetsem , Ne olur ki sonunda ölüm olmadıktan sonra ?

şehirli insanın karla imtihanı

Yok yok eskidenmiş kar yağınca sevinmek, evin penceresinden izlemek ve keyfini çıkarmak. Şimdi ne kadar yağsa da, almışsan bir kere sorumlulukları omzuna, dumak yok çalışmaya devam. Gamsız olabilmeyi ne çok isterdim oysa ki. Bugün öğlen saatlerinde duracağını söylemişlerdi ama hala yağmaya devam ediyor. Bakıcımızın aylığını vereceğim ama bankamatiğe bile gidemiyorum. Yarın dursa bari.