Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dilerdim ki doğru olmasın....

Bu fotoğraf 1900′lü yılların başında, Belçika Kralı II. Leopold’un Afrika’daki sömürgelerinden biri olan Kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş. Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için c...ezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor. Bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve Kral Leopold’un, Afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi. İnternet’te bu fotoğrafın altındaki tartışmalardan birisinde Belçikalı olduğunu söyleyen biri şu yorumu yazmıştı: “Belçikalıyım, dahası bir tarihçiyim. Belçika’nın geçmişindeki bu utancın 4 yıl boyunca aldığım dersler içinde bir kez olsun tartışılmamış olmasını son derece dehşet verici buluyorum”. Dünya üzerinde benzer haksızlıkların hiç yaşanmamış olduğu bir karış...

3. Köprü Meselesi

Eşim, karşıya geçmek üzere 07:30 da evden (Ataşehir) çıktı ve 10:15 gibi aradığında hala köprüye ulaşamadığını söyledi. Ortalık lunaparklarda ki çarpışan oto alanı gibiymiş ve herkes birbirinin üzerine sürüyormuş. Kendisine sakin olmasını; o grubun içinde bunu her gün yaşayan ve üstüne oruç tutanlar olduğunu, kendisi için ayda yılda bir olan bir şey olduğunu söyleyip sakinleştirmeye çalıştım. Ama gerçekten yazık ve ayıp. Onca harcanan zaman, yakıt, insanların verimi.... Koltuğa seçilip oturmakla olmuyor işte bu işler. Kafa lazım, insana saygı lazım. Madem yöneticiyim diye aday oluyorsun ve seçiliyorsun. Ben yaptım oldu ile değil, insanların hayatını zorlaştırmadan nasıl çözüm bulurum diye düşüneceksin. Öyle şark kurnazlığı ile verilen cevaplar; Tatile çıkın, benim evimden görünmüyor... bizim karnımızı doyurmuyor, üstüne kendinizi komik duruma düşürüyorsunuz. Bir de bu çilenin üzerinde dolaşan bir dedikodu var ki, diliyorum doğru değildir. 3. Köprü' nün yapımıyla ilgili ge...

gündem

Nur topu gibi 1200 km lik sorunlu bir sınır hattımız oldu; buna basiretsizlik mi dersiniz? Tarihten ders alamamak mı? Yoksa eş başkanlık mı ? Karar sizin. Arakanlı müslümanlar ile ilgili resimler dolaşıyor. Budistler, bebekleri ellerinden bağlamışlar, suya atıp izlemişler, yakmışlar. Akılların alamayacağı görüntüler. Sahi sizin aklınız alıyor mu bunca vahşeti ? Sosyal medyadan çağrı var müslümanlara bu yapılanlara sessiz kalmayın diye, müslüman olmasalar sesiz kalabilir miydik yani? Bu kadar mı mecburuz ayrışmaya ? Çok acı.... Durmadan ötekilerle savaşıp, acıtıyoruz bizim gibi olmayanları. Hep kamplaşıyoruz, siz biz oluyoruz. Şu koca dünyayı paylaşmak gerçekten bu kadar mı zor ?

Dua'm

Bir şeylere sahip oldukça, daha fazlasını isteyen bir insan haline gelmemeyi diliyorum, kızımın büyüme hezeyanları karşısında fırtınaya direnen bir çınar gibi eğilip bükülmeyi ama kırılmamayı diliyorum, kendi kendimle hesaplaşmalarımda boğulmamayı diliyorum, evladımı iyi yetiştirebilmeyi diliyorum, elimde olanların kıymetini laf olsun diye değil gerçekten bilebilmeyi diliyorum, günün sonunda bugünü de yaşayabildim diyebilmeyi diliyorum.....

bugün ki düşüncem

İşlerimin çok yoğun olmadığı ofis günlerinde bazen, bugün de olduğu gibi şöyle düşünmekten alamıyorum kendimi: Dışarıda hayat gürül gürül akıyor ve sen burada dört duvar arasındasın....

Huzur için başka ne gerek bana ?

Dün akşam üzeri kızımı bahçede oynarken devraldım teyzesinden yine kızım arkadaşları ile oynarken ben de sohbet ettim diğer annelerle Hava karardıkça birer birer evlerine gitti bahçedekiler ben ve kızım kaldık koca bahçede. Babamız geç gelecek bizim eve acelemiz yok, sarındım şalımı aldım okuduğum kitabı elime kızım bisikletini sürerken sonra kızım geldi ben de üşüdüm dedi aldım kızımı kucağıma onu da sardım şalımın diğer ucuna Kucağımda kızım burnumda saçının kokusu elimde kitabım huzur için bana başka ne gerek dedim kızıma da söyledim

THY- Türk Hava Yolları- Turkish Airlines

Türkiye' nin yüz akı, belki de tek global markası. Bile isteye zarar ettirilmeye çalışılıyor. Yarın bir gün özelleştirmeye çalışırlar ise hiç şaşırmayacağım. Hep aynı taktik, önce zarar ettir sonra üç kuruşa özelleştir. Geçenlerde mecliste bir önergeye cevaben sadece rötarlardan doğan zararı açıkladır akla ziyan. Senden sonra kurulan kıytırık hava yolu şirketleri bile çoğu zaman rötar yapmazken senin sık sık rötar yapman apronda deve kesen zihniyetinle alakalı olamaz mı acaba? Önce Anadolu Jet ile başladıkları motor çalışmadan klimaları açmama uygulamalarını , THY uçuşlarına da taşımışlar, o küçücük akılları ile ekonomi yapıyorlar, hosteslere de motorlar çalışmadan klimalarınız çalışmıyor cevabını öğretmişler, gerçekten çok yaratıcı, biz de tabi ilk defa uçağa biniyoruz ya nereden bilelim ? Yutacağız artık cevabı. Şu artık karşınızda kini keriz yerine koyma alışkanlığınızdan bir vazgeçseniz diyorum ama kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş neyleyelim ?

Motivasyon

Geçen hafta, Ankara' ya bir denetime gittim, firmanın Ostim' de genel merkez harici bir üretim yeri var. Bir ustabaşı var enteresan bir insan. Çalışanlara motivasyon olsun diye arkaya hobi bahçesi gibi bir şey yapmış, bir de bir takım kanatlı hayvanlar için kümes. Kümeste bildiğimiz tavuk harici resimdeki gibi tepelikli tavuk cinsinden de var. Diğer tavuklar, bunlar farklı diye bunları dışlamış. Bunlar da birbirinden ayrılmaz olmuşlar.    Daima yan yana durup, diğerlerinden uzakta yaşayıp, dolaşıyorlar.  Ustabaşının, çalışanlar için yaptığı kendi çapındaki çalışmalar taktir edilmeyecek gibi değil. Onca motivasyon eğitimi alan ama motivasyonun M sini anlamamış yöneticiler biliyorum, bu adamın hiç böyle bir eğitimi yokken kendi kendine düşünüp, elinden geleni yapması, insanın içinde olacak dedirtiyor. Öte taraftan canlı dünyası demek ki hep aynı. Farklı olanı dışla, onlara seninle yaşama imkanı tanıma....

Anlık keyifler de olmasa hayat nedir ?

okul meselesi

Şubat'tan beri uğraşıyorduk ve kararlıydık kızımızı devlet okuluna göndermeye. Okulu bulduk, öğretmenimizi seçtik, ikametimizi taşıdık ve hatta kaydımızı bile yaptırdık. Sonra ne mi oldu; önce 4+4+4 çıktı, öğretmenimizi elimizden kaçırdık, çünkü seçtiğimiz öğretmen bu sene 4. sınıfları okutuyordu, benim kızım ise bu sene anaokuluna gidecek (2007' li ama haziran doğumlu olduğu için yırttık - ne acı ki yırtamayanlar da oldu), öğretmen 2 sene sonra 1. sınıfları alacağına bu sene alacak, neyse dedik şu an 3. sınıfı okutan öğretmenlerden seçeriz onların içinde de vardır kafamıza göre, ama bununla da bitmedi bir telefonla öğrendik ki seçtiğimiz okul ortaokul olmuş. Başka okul araştırmasına girsek geç olacaktı, çünkü haziranın ortası gelmişti, sonra gazetelerde çıkan haberler; yok bir okul sabahtan ilkokul öğleden sonra imam hatip olacak, yok okullar yine sabahçı- öğlenci olacak, yok arapça dersi müfredata eklenecek yok şu yok bu.... Ne eşim ne de ben, kendimizde bunlarla boğuşm...

SAVAŞLAR VE ANNELER...

Sözlerin bittiği anlar vardır.Bu resimde o anlardan birini gösteriyor bize.... 2. Dünya Savaşında ABD, Hiroşima'yı bombaladıktan çok kısa bir süre sonra çekilmiş fotoğraflardan sadece biri. Bir yazı okudum geçenlerde diyordu ki savaşlarda olduğu yere çakılı kalan, toprağı bekleyen kadındır.Çünkü kadın kök salar toprağına... "Gizli güçlerin" çıkardığı savaşların acı faturası en çok annelere çıkar.

unuttum gitti

Aklımda bir sürü konu vardı, burada yazıp içimi dökecektim. Ama dur dedim şimdi işim var. İçimden konu başlıklarını tekrarladım (içimden tekrarladım mı unutmam ben genelde- yanılmışım) ama şimdi unuttum gitti. Anı yaşamadım ve şimdi elimden kaydı gitti....

yıldızlara ne yaptık

Geçen akşam, kızımı yatırıpta tüm ışıkları kapatınca; yıldızları görmek için pencereden baktım. Aaa bir de ne göreyim? Hiçbir şey. Şehri öyle çok aydınlatıyoruz ki, geceler sanki gün ve o güzelim yıldızlar sanki gökyüzünde yok....