Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yurt Dışında Yaşamak

Üniversiteyi bitirdikten sonra annemin bu konuda birkaç yüreklendirmesi oldu, ancak ben hiç yurt dışında yaşamaya istekli biri olmadım. Başka bir ülkede göçmen olarak yaşamak bana hep yabancı olmak duygusu yaşatır diye düşündüm. Bunda tabi bizim kapalı bir Türkiye'de yetişmemizin de payı çok. Şimdi çocuğunu dünya vatandaşı olarak  yetiştirmek diye bir bakış açısı -kavram- bile var. Çok zamandır kızımız için üniversite eğitimini yurt dışında organize edelim diye konuşup duruyoruz ( o zamanki maddi durumla ilgili tabi ki biraz da bu) ama son bir iki aydır bu planı lise devresine mi çeksek acaba diye konuşmaya da başladık. Lise' ye çekersek mümkünse ailecek yoksa en azından benim gitmem lazım (zaten gitmekte isterim o yaştan bir başına bırakmak istemem kızımı). Bu konuşmalar tabi , o zaman neresi diye bir soruyu getiriyor beraberinde. Benim seçme şansım olsa Zürih derim. Bir kere gitme fırsatım oldu ve  çok beğendim. Ancak Zürih hem çok pahalı hem de İsviçre göçmen p...

Boşanmak

Hayat bir çok duyguyu aynı anda yaşatıyor insana. Aynı anda yeni yıl için hazırlıklar yaparken ve hediye paketlerken çok mutlu olabiliyorsun ama paketleri hazırlarken aklına iki hafta önce kaybettiğin amcan geliyor, onun bu sene yeni yılı göremeyecek olması ya da iki çok sevdiğin arkadaşının boşanmaya karar vermesi Amcam için dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Aslında hayatta olan çoğu şey için de elimden bir şey gelmiyor. Olmuşla, ölmüşe çare olmaz der annem sık sık. Ne diyeyim doğru... Tarafları dinleyince ikisi de haklı ama çok acele karar verdiler demekten alamıyorum kendimi. Tabi herkes kendi yaşadığını bilir ancak onca boşanma sebebi var iken bu yaşananlar evliliği bitirmeyi gerektirir mi diye sormadan edemiyorum. İkisine de kıyamıyorum, çok bilmişlik etmeden bir kaç kez acele davranmıyor musunuz diye de yokladım. Ama yok ikisi de geri adım atmıyor. Gurur mu yapıyorlar bilmiyorum. Ben olsam ne yapardım diye soruyorum bazen ? Her şeyi bırakıp gel bir tatil yapalım ...

Yeni Yıl

Yeni yıl bizim evimize erken geldi, 2 hafta kadar oldu kızım artık ağacımızı hazırlayalım dedi ve arkadaşlar ile kurmak istedi ve anne olarak bana hemen organizasyonu yapmak düştü. Her sene ağaç için yeni bir kaç süs alıyorum, bu seferkileri Kasım başında gittiğim Köln'den almak nasip oldu . Öyle yaratıcı süsler vardı ki yüklenmemek için zor tuttum kendimi. En çok da resimde gördüğünüz baykuşu sevdim. Sosyal medyada paylaştığımda arkadaşlarımdan gerçek olduğunu sananlar bile oldu :). Şimdi bugün yine ağaç süslemeye gidiyoruz arkadaşlara, çocuklar için iyice eğlence malzemesi oldu bu iş . Ben de ağaç yılbaşı ağacı  armağanı olmadan eksik olur diye karınca kararınca hediyeler aldım, kendim paketlemek istediğim için hediye paketini de alarak eve geldim.  Bir saate yakın meditasyon yapar gibi paketlemeyi yaptım, bu konuda ne kadar acemi olduğumu ve almak için çok yolum olduğunu görerek. Bu yaşlarda yeni yılın gelişi o kadar da heyecanlandırmıyor beni, ama...

Bir varmış, bir yokmuş...

Bugün sabaha karşı amcamı kaybettim, daha 57 yaşında. Dün gelen kalp krizi sonrası yoğun bakım ile başlayan süreç, bugün öğleyin defnedilmesi ile son buldu... Artık yok yani, insan önce anlayamıyor bir duygusuzluk hali geliyor, sonra bir farkındalık- bir daha göremeyeceğinin farkındalığı- ama yapılabilecek bir şey yok... Babaannemin evlat acısı, babamın kardeş acısı, kuzenlerimin baba, yengemin eş acısı birbirine karıştı.... Hayat ilk nefes ile son nefes arası bir yolculuk, bu yolculuğun büyük kısmı kader, yaşananları nasıl karşılayacağımız ise seçimlerimiz... Bu yolculuğun kıymetini bilmek lazım, sağlığımıza zarar vermeden yiyip, içip, hayatın keyfini çıkarmak ... Sahip olduğumuz bedeni mabedimiz sayarak ve  ruhumuzu doyurarak bu yolculuğu tamamlamak elimizden tek gelen... Yolun ışık olsun amca, huzur içinde uyu...