Ana içeriğe atla

Kayıtlar

demokrasi: bir yalan mı? democracy: is a lie? - demokratie: eine lüge?

Demokrasi bütük bir yalan mı? Sandığın ötesine gitmeyen bir yanılsama mı? “Ülkemde ve dünyada olanlara bakıyorum ve bazen kendimizi büyük demokrasi yalanı ile avutuyor muyuz acaba diye düşünmekten, kendimi alamıyorum.” Bu cümle, aslında hepimizin ortak bir iç çekişi gibi. Çünkü artık demokrasi, çoğumuz için sadece bir kavramdan ibaret. Kitaplarda tanımlanan o ideal sistemin, hayatlarımızda nasıl bir karşılığı kaldı, gerçekten biliyor muyuz? Sadece sandık demokrasi midir? Demokrasinin simgesi olarak sandığı gösteririz. Oy vermek, halkın iradesinin yansımasıdır deriz. Ama sandık sadece bir araçtır — amaç değil. Eğer seçimler, manipülasyonun, yalanın, kutuplaşmanın gölgesinde yapılıyorsa; eğer vatandaş oy verirken özgür iradesinden çok korkularıyla hareket ediyorsa, o zaman sandık da bir yanılsamadan ibaret olmuyor mu? Demokrasi, sadece seçme hakkı değil; bilgiye erişme hakkı, eleştirebilme cesareti ve hesap sorabilme gücü değil mi? Bu sorgulamanın sadece bizim ülkemize özgü olmadı...
En son yayınlar

büyümek - to be grown up- erwachsen zu sein

Kızım bu sene 18 yaşında ve üniversiteli oldu. Gözlerimin önünde büyüme sancılarının tümünü çekiyor ve gelecekte olacağı kişi için kozasında debelenip duruyor. Evet gençler büyümeye çok hevesli ama gerçekten hazırlar mı? Büyümeyi sadece istedikleri her şeyi yapma özgürlüğü olarak görüyorlar. Peki ya kendi hayatlarının sorumluluğunu almak, buna hazırlar mı? Tüm endişelerimi içimde derleyip toparlayıp, aşağıda ki mesajı kızıma attım. Umarım kendi iyi halini bulma yolunda, kendisine ışık olur ... Büyümek demek, istediğin her şeyi yapmakta özgürsün demek değildir canım kızım. Çocukken hepimiz bir an önce büyümek istedik. Geç yatmak, istediğimizi yemek, kimseye hesap vermemek, kararları kendimiz almak… “Büyüyünce özgür olacağım” fikri, çoğumuzun zihninde masalsı bir gerçeklik gibiydi. Ama zaman geçip gerçekten büyümeye başladığımızda fark ettik ki, özgürlük hiç de hayal ettiğimiz kadar "sınırsız" değildi. Aslında büyümek, sınırsız özgürlüğün değil, sorumlulukla yoğrulmuş bi...

borç - debt- schuld

Borç Dünyanın kimseye borcu yok! Hayatın içinde bazen öyle insanlara rastlarız ki, davranışları sanki tüm dünya onlara bir şey borçluymuş gibidir. Talepleri bitmez, şikayetleri eksik olmaz. Herkesin onları anlamasını, onların ihtiyaçlarını karşılamasını, onların dediklerini yapmasını beklerler. Üstelik bunu; bir talep ya da minnettarlıkla değil; sanki bu zaten onların en doğal hakkıymış gibi yaparlar ve borçlarını tahsil edemediklerini düşündüklerinde öfkelenirler ve neredeyse size düşman kesilirler. Peki neden bazı insanlar bu şekilde davranırlar? Hak ettiklerine mi inanırlar? Yoksa eksikliklerini mi doldurmaya çalışırlar? Bu tür davranışlar genellikle derinlerde yatan bir tatminsizlik ya da değersizlik hissinin üzerini örtmek için ortaya çıkıyor gibi. İnsan, içten içe kendini yetersiz hissediyorsa, dış dünyadan bu boşluğu doldurmasını bekliyor sanki. Takdir edilmeyi, onaylanmayı, sevilmeyi — ama koşulsuzca, sürekli olarak ve karşılık vermeden istiyor. Çünkü içindeki boşluk ...

pusula - the compass - der Kompass

Kızlarımıza güçlü olmayı öğretmeliyiz: Çünkü hayat boyu karşılaşacakları fırtınalardan çıkmanın yolu içlerinde ki gücü kullanmak ve kendi pusulalarını takip etmek olacak. Kız çocuklarımızı sevgiyle, şefkatle büyütüyoruz. Onlara iyi insanlar olmalarını, dürüstlükten ve merhametten şaşmamalarını öğütlüyoruz. Fakat çoğu zaman unuttuğumuz bir şey var: Bu dünya sadece iyi niyetli insanların yaşadığı bir yer değil. Ve ne yazık ki, onları en çok zorlayanlar bazen en yakınlarındakiler olacak. Gün gelecek, birileri çıkıp onlara “Seni çok seviyorum” diyecek. Belki gerçekten sevecek de. Ama sevgi her zaman saf ve koşulsuz olmuyor. İnsan, farkında olmadan bile olsa, sevdiğini kendi istediği gibi şekillendirmeye, yönlendirmeye çalışabiliyor. Bu yönlendirme bazen nazik sözlerle, bazen de pasif bir baskıyla olabiliyor. Üstelik bu manipülasyon her zaman kötü niyetle gelmiyor. Kimi zaman iyi olduğunu sanan ama sınır çizmeyi bilmeyen insanlar da bunu yapabiliyor. İşte tam da bu yüzden kızlarımıza...

aforizmalar 2 - aphorisms 2- aphorismen 2

İyi ya da kötü, her şey bir şeylere evrilir. Sonu iyi olsun, bu da geçecek biliyorum ve hayırlısını diliyorum. Göz yaşlarımın şükürlere karışması dileğiyle... Sınavıma razıyım, mücadeleye ve umuda devam... Göz yaşı ferahlığı diye de bir şey var... Geçen bir arkadaşımla konuşurken; "Neden insan basitçe her şeyde iyiyi seçemiyor ki?" diye sordum. "Kötü olmasa iyinin kıymetini bilir miydik?" dedi. Gerçekten bilmez miydik? İnsanoğlu hem çok karmaşık hem de çok basit. Onca ilerlemeye rağmen temel insani ihtiyaçlarımızı karşılayabildikten sonra hemen bir anlam arayışı ve buna mukabil bir inanç sistemi ihtiyacı doğuyor. Bu pencereden bakınca; İnkalar'dan, eski Mısırlılar'dan ne farkımız kalıyor? Hayatın insana ne yapacağı hiç belli olmaz... Yaşarken hep bir şeyler bekleniyor; bu umut mudur? Yoksa oyalanma mı? İnsanların gözündeki yaşın, kalbindeki sıkıntının sebebi olmamak lazım... Herkes kendini anlatmanın, kendini dinletmenin derdinde; kimseyi dinlemey...

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Ataerkillik- Patriarchy - Patriarchat

Eşimin babasının hastalığı, kızın üniversite sınavı stresi derken yorgunuz ve eşimle aramız gerildi. Her evlilikte olur; tartışılır, çözülür ama dediği bir şey var ki aklımdan çıkmıyor... Geçen haftasonu benim üniversite arkadaşlarımdan birinin verdiği bir davete gitmek üzere yola çıktık. İlk konuştuğumuzda belki ben gelemem , babama gitmem gerekebilir dedi, ben de tamam ben tek te giderim, sorun değil dedim.Sonradan gelmeye karar verdi. Malum önce haftasonu trafiği, sonra park yeri, bir de arkadaşların, o evlerine ilk defa gittiğimizden, tam girişi anlayamadık tariften (yani ben tahmin ettim ve o yönde gitmeye başladım ama kendisi o şekilde olduğuna ikna olmadığı için boşuna ileri geri yaptık) ve yine gerilim... Sanki ben onu oraya zorla götürdüm, sanki trafiğin ve park yerinin sorumlusu benim.... Neyse dedim o gün tadımız kaçmasın, sonra konuşurum... Bir sonra ki gün yaptıklarını söylediğimde, bunun için mi laf ediyorsun? Bunda ne var? Bunda mesele edilecek ne var; seni arkadaş...