Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sonunda geldi.....

Bu sene çok çalıştım, çok yoruldum, arada 1-2 günlük kaçamakların geçiştiremeyeceği bir araya çok çok ihtiyaç duydum ve nihayet dört gözle beklediğim 2 haftalık tatilim geldi. Yarın öğleden sonra itibariyle yollara koyulup Altınoluk- Ankara- Eskişehir ve tekrar Altınoluk şeklinde ki rotamızı hayata geçireceğiz. Kasa kasa incir yiyip, özer ayranlarından doya doya içeceğiz. Altınoluk' ta uslu durmayıp Kadırga koyu (koca koca midyeleri mideye indireceğiz)  hatta belki Gökçeada olmadı Geyikli plajı yapacağız. Ankara' da can bir dostun evet demesine tanıklık edeceğiz, nikahı fırsat bili gelen tüm canlarla hasret gidermeye çalışacağız.  Eskişehir' de babamız çalışırken biz kızımla şehri keşfedeceğiz, belki Porsuk' un kenarında ki plaja bile gideceğiz, bir uzay müzesi varmış oraya gideceğiz.... Daha önce bu kadar uzun tatillerde hep kızı bırakıp bir yerlere gitmişliğimiz var bu sefer her yere birlikte gideceğiz. Tam dolu dolu 2 haftayı birlikte geçireceğiz, birbirimize d...

izlemede kal devam....

Bir milletvekili bir kaç çapulcu denilen terör grubu tarafından kaçırılabiliyor, bir partinin genel başkan yardımcısı bir kaç Mehmet öldü diye meclis toplanmaz diyebiliyor, köşe yazarlarının yazıları hükümeti eleştirdiği için yayınlanmayabiliyor ve köşe yazarları istifa ediyor ve bizler televizyonlarımızın, bilgisayarlarımızın arkasından izlemeye devam edebiliyoruz ...

Uyku sorunsalı

Sabah alarm çalıyor kalkıyorum  uykum var, öğleden sonra uykum var, bahçede kızın başını beklerken, dişimi fırçalarken, ta ki yatana kadar uykum var. Yastığa başımı koymamla uykum yok, dön Allah dön, bölük pörçük uyu ta ki gün ağarana kadar cebelleş, alarmın çalmasına 1-2 saat kala uyu, alarm çalınca uykum var. Öyle bir döngüye girdim ki çıkarabilene aşk olsun.

daha kaç kişinin ölmesi gerekecek ?

Son 90 günün bilançosu 70 şehit (başka bir yerde 60 şehit olduğunu gördüm), bakın bu 70 ya da 60 sadece rakam değil, insan... Şehit haberi almadığımız gün yok, bizler bayramda tatil planı yaparken, şehitlerin aileleri bayram günü ne yapacak?  Bu savaşın bitmesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekecek ?

gardırop

Ben kıyafetlerinden kolay kolay vazgeçebilen bir insan değilim, hele yenisini almaktan vazgeçen biri hiç değilim. Bu her ne kadar lojistik sorunu yaşatsa da bir yolunu buluyorum tıkıştırmanın. Vintage kıyafetler biraz modern tarzları da içinde barındırırsa en beğendiklerim. Bazen aman da bu kombinim pek bir güzel oldu dediğim günler oluyor, geriye dönüp hatırlamak adına işte bu kombinleri de buraya koymaya karar verdim. Açılışı yapıyorum bakalım devamı gelecek mi?

özendim :)

Bu bloğa daha çok gönlümden geçenleri yazıyorum, ama pek çok blog takip ediyorum; el becerileri, tasarım, kıyafet vb. ve görsel olarak çok beğeniyorum. Bu hafta sonunu oldukça aktiviteli geçirdik ve güzel fotolar kaldı anı olarak geriye ve buraya koymak istedim. İlkini kızımla beraber yaptık, su bazlı akrilik boyalar almıştım taş boyamak için, muhtelif sahil ziyaretlerimizde taşlar topladık, acemi denemelerden sonra biraz daha elimiz yattı bu işe. Su bazlı olduğu için hiçbir tehlike arz etmiyor, nereye bulaşırsa bulaşsın yıkayınca geçiveriyor. En beğendiklerimiz 3 uğur böceğimiz ve baykuşumuz oldu. Bir süre önce çoklu, duvara asmak için fotoğraf çerçeveleri almıştık, bunlara koymak için yaklaşık 8 yılın fotoğraflarını tarayıp beğendiklerimi bastırmıştım. Tabi o kadar çok bastırmışım ki çerçeveler yetmedi, bunları ne yapsam ne yapsam diye düşünüyordum, sonun da aşağıdaki fikir geldi aklıma. Kitaplığımızın ve yatılı misafirimiz için yatağa dönüştürdüğümüz L- koltuğumuzun old...

Annelik demek...

Annelik demek diye başlık attım ama kadınlıktan girip annelikten çıkacağım. Biz kadınlar çiftli sayıda arkadaşlıklarda iyiyizdir. 3., 5. vb. kişiler genelde sorun yaratır, 2, 4, 6 vb. olmalıyız ki aramızda rekabet olmasın. Bahçede bakıyorum kız çocukları da aynı, 2 kişiyken çok güzel oynuyorlar 3. bir kız geldiğinde dengeler şaşıyor, bir kavga bir kıyamet. Yok benle az oynadın, ona daha çok güldün, bebeğini ona verdin bana vermedin. Dün baktım bizim kız Z. ile bir oyun tutturmuş dünyayı görmüyor, bir süre sonra I. geldi oyuna katıldı, sonrasında vızıldamaya başladılar, baktım iş ciddiye biniyor. I. ı çağırdım yanıma, aman dedim boş ver onları gel biz seninle kelime oyunu oynayalım, başladık oynamaya, kelime oyunu yetmedi şarkılar söyledik baya bir oyalandık, sonrasında da I. evine gitti. Böylece kavga gürültü olmadan bir bahçe gününü daha kapattık. Demek ki dedim kendi kendime, annelik demek, kızın arkadaşıyla güzelce oynasın diye, yeri geldiğinde kızının diğer arkadaşıyla oyna...

Polisler şimdi ne düşünüyorlardır ?

Bilmiyorum başka ülkelerde de böyle midir ? Ama bizim ülkemizde sıradan bir vatandaş bile olsanız, polisten korkasınız. Sıradan vatandaştan kastım ne; işinde gücüde olan, yasa dışı bir işi olmayan vb. Hani hep söylenir ya, telefonlarımız dinleniyor, facebook hesaplarımız izleniyor, kimlerle arkadaşız, hangi yazıları beğenmişiz...... Bazen hükümeti yeren bir yazıyı paylaşmak bile suç olabilir diyorlar ya da karşı çıktığınız bir uygulama var ve yürüyüşe katıldınız, tamamen 'demokratik' hakkınızı kullandınız ama fotoğraflarınız çekiliyor ve fişleniyorsunuz vb. Polis korkusu öyle bir işlemiş ki, dolandırıcılar bile sadece telefon ederek ben komiserim şu hesaba para yatır diye insanların paralarını ele geçirebiliyorlar ve çok az kimse kardeşim polissen polissin, o zaman beni en yakın karakola çağır diyebiliyor. Son bir haftadır sosyal medyadan duymayan kalmamıştır herhalde, bir milletvekili oğlu tartıştığı polisi teşhis etmek için o karakoldaki tüm polisleri sıraya dizmiş,in...