Ana içeriğe atla

özendim :)

Bu bloğa daha çok gönlümden geçenleri yazıyorum, ama pek çok blog takip ediyorum; el becerileri, tasarım, kıyafet vb. ve görsel olarak çok beğeniyorum. Bu hafta sonunu oldukça aktiviteli geçirdik ve güzel fotolar kaldı anı olarak geriye ve buraya koymak istedim.

İlkini kızımla beraber yaptık, su bazlı akrilik boyalar almıştım taş boyamak için, muhtelif sahil ziyaretlerimizde taşlar topladık, acemi denemelerden sonra biraz daha elimiz yattı bu işe. Su bazlı olduğu için hiçbir tehlike arz etmiyor, nereye bulaşırsa bulaşsın yıkayınca geçiveriyor.


En beğendiklerimiz 3 uğur böceğimiz ve baykuşumuz oldu.

Bir süre önce çoklu, duvara asmak için fotoğraf çerçeveleri almıştık, bunlara koymak için yaklaşık 8 yılın fotoğraflarını tarayıp beğendiklerimi bastırmıştım. Tabi o kadar çok bastırmışım ki çerçeveler yetmedi, bunları ne yapsam ne yapsam diye düşünüyordum, sonun da aşağıdaki fikir geldi aklıma.





Kitaplığımızın ve yatılı misafirimiz için yatağa dönüştürdüğümüz L- koltuğumuzun olduğu bir odamız var bir duvarında tek başına duran tablonun çevresine, removable adhesive denilen kolayca çıkartılabilen (çocukların oyun hamuruna benzer) biz malzeme buldum - (FABER CASTEL  - TACK - IT ) adıyla satılıyor- geriye kalan fotoğrafları yine kızımın yardımıyla yapıştırdım. Sonucu çok beğendim, ne zaman odaya girsek fotoğraflara bakmadan çıkmıyoruz, yüzümüzde tebessümle.

Dün bir ara eşim birkaç iş için dışarı çıktı kızım da annecim pasta yapalım babama sürpriz olsun dedi. Hemen en yakın markete gidip pasta malzemelerimizi aldık ve hızlıca pastamızı yetiştirdik. Süslemeler ve kremanın karıştırılmasında kızımın elinin değmesiyle pastamız daha bir leziz oldu.





Eşimin dışarıda olan işlerinden biri de 6. evlilik yıl dönümümüz için organizasyon yapmakmış, dönüşte eve mis kokulu lilyumlarla geldi. Sonrasında da hep beraber hazırlanıp dışarıda güzel bir akşam yemeği yedik.




Çiçekleri verirken 60 yılları da görelim dedi, şöyle bir hesap yaptım, olur mu olur.....

Yıl dönümleri ile ilgili büyük beklentilerim yok, mühim olan her günün huzurlu, mutlu sağlıklı geçmesi, işte belki de bu yüzden kızımız büyüdüğünden beri yıl dönümü yemeklerimize kızımızı da götürüyoruz. O da sağ olsun sağır sultana bile duyuruyor yıl dönümümüz olduğunu. Çocukla romantizm olur mu ? Olur neden olmasın? Gözler buluştuktan sonra....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...