Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gündem Bana Günümü Gösterdi

6 yaşında ki kızla evlenilebilir diye buyuran Nureddin Yıldız (İnsan ismi içinde geçen Nur dan utanır) kot giymek caiz değildir buyurmuşlar. Kot şeytan icadı da diyebilirdi, ne diyeyim Allah verdiği aklı, fikri kullanabilmesini nasip etsin. Hakan Şükür Deniz Gezmiş'in mahkemede , Mahkeme Başkanı' nın neden gülüyorsun sorusuna '' Duvarda Adalet yazıyor ona gülüyorum '' cevabını alıntılamış Tweeter ' da. Yıllardır herkes için adalet diye diye dilimizde tüy bitti. Ne oldu adalet mi lazım oldu? Şakran Cezaevi' nde 2 kız çocuğu tecavüz sonrası hamile kalmış, şimdi de tek kişilik hücrelerde tutuluyormuş. Ne diyeyim? Ne denir? Neredesin vicdan? Sen de mi bırakıp gittin bizi ?

Bilgisayar Oyunu - msi Gaming G Series

Ben bilgisayar oyunu bilmem de anlamam da. Telefonumda da oyun yok. Kıza Ipad alınca yüklediğimiz oyunlardan aklıma gelirse Candy Crush oynuyorum o da son 1 yıldır işte. Şu yukarıda görmüş olduğunuz alet (bilgisayar diyemeyeceğim başka bir şey çünkü) dün karşıma çıktı. Bu makina bilgisayar oyunları için özel geliştirilmiş. Hızını anlatmak zor , düğmeye basıyorsun açılıyor. Bu bilgisayarlar için de, arabalar gibi hani 0 dan 100 km ye şu kadar zamanda çıkar tabirine benzer şu kadar zamanda açılır diye performans göstergesi olmalı, ona göre alacağım bundan sonra aldığım bilgisayarları. Fiyatına bakmadım ama , sadece ofis programları için alsam hovardalık mı olur ?

Beyaz Yaka

Şöyle iş konulu bir post yazayım da havam yerine gelsin. Ne o öyle hep çoluk , çocuk , park değil mi yani? Benim kıyafetler ile ilgili dönem dönem takıntılarım olur. Bir ara etek , elbiseye dadanırım, sonra pantolondan başka bir şey giymem artık ondan sonra rüzgar nereden eserse... Bu aralar çizgili ve puantiyeli kıyafetler ve gömlek üstü merserize kazaklar vb. takmış durumdayım. Pek bir şık hissediyorum kendimi bunların içinde. Ben mi acayibim herkes mi böyle?  Bir dönem geliyor çok severek giydiğim kıyafetin içinde oluyorum ben bir yabancı. O kıyafeti bazen bir daha göresim bile gelmiyor ve hatta ne akla hizmet almıştım ben bunu bile diyebiliyorum. Yaza kadar gider bu böyle. Sonra yaz ola hayrola... Saçımı da böyle topuz yaptım mı al sana iş kadını ;)

Bahar Bizi Dışarıya Çağırdı

Son hafta sonu konulu postun ardından bir hafta sonu daha geçti (ben söylemiştim zamanın hızlı geçtiğini). Bu Cumartesi güneşli ama soğuktu Nisan bize bir yüzüm hala kışa bakıyor estim mi? Titretirim dedi. Bir cevap veremedik giydik montlarımızı eğdik başımızı. Evde de oturamadık güneş içimizi kıpır kıpır edince, aynanın karşısına geçip acaba ne giysek diye düşünürken ev modası konulu bir resimle moda dünyasını sarsmak için bir fotoğraf çekmeyi ihmal etmedim. Sonra giyindim kuşandım ve takside yerimi alınca neydim ne oldum dedim bir fotoğraf daha patlattım. Klasik bir Anadolu Yakalı olarak, baharı ve güneşi görünce istikamet olarak Cadde'de karar kıldık (Bağdat Caddesi) ve bu sefer akıllanmıştık araba ile gitmedik. Bindik bir taksiye bizi Şaşkın' a atar mısın dedik, şoför abi tüm maharetini gösterip bizi en trafiksiz yollardan 10 dakikada ulaştırdı ve park yeri arama derdimiz yoktu. Allah'ım ne kadar mesuttuk. Bir aşağı bir yukarı dolandıktan sonra yoruldu ve acık...

23 Nisan

Bir 23 Nisan'ı daha geride bıraktık. Çocukları içine gömüldükleri koltuklara oturtup, sahte sahte gülümsedik yanlarında, sufle yapmaktan geri kalmadık, çocuk bayramında bile ne söylemeleri gerektiğini elimizle ağzımızı kapatıp söyledik. Bu aptalca ve riyakar  uygulamaya ne zaman bir son verilecek acaba? Kızımın gittiği okulun uygulaması ise evlere şenlikti. Perşembe günü yapılacağı açıklanan kutlama töreni hava muhalefeti nedeni ile Cumartesi'ye ertelendi. Bir bayramı zamanında kutlamak güzeldir diye bu yöneticilerin kulağına fısıldamak gerekiyor sanırım. Hal böyle olunca bizim bir program yapmamız gerekti. Merak etmeyin AVM' ye gidip, oyuncak alanlardan olmadık. Önce evde biraz mandala boyadık, oynadık. Sonra baktık hava yağmamaya karar verdi, Kadıköy' e gidelim dedik. Açık havada yürüdük biraz sonra kızı babanneye devredip onlar tramvayla Moda' ya doğru uzanırken kuzenle oturup sohbet ettik. Kızım ne anladı bu bayramdan bilemiyorum ama ben onun için ...

Günlük gibi ....

Burada ki yazılarım yavaş yavaş günlük moduna evriliyor, eskiden daha çok içimde ki hırçınlıkları, kendimle kavgamı, çevremdekilerin yüzüne söyleyemediklerimi burada haykırıp rahatlarken. Şimdi daha çok gördüğümü, bana hissettirdiklerini paylaşır oldum. Bunda artık içimde kurmak yerine söyleyebilmeyi öğrenmenin rolü büyük. Büyüyorum ve değişiyorum.... Buralar nihayet biraz ısınmaya başladı. Dışarılar sıcak ancak binalar henüz ısınmadı. Dışarısı sıcak olduğu için kaloriferler yanmıyor ama bu benim ofiste Ufo yu açmama engel değil. Üşümeyen insanlar çok özendiğimi daha önce söylemiş miydim? Ne güzel bir konfordur o. Çetin kış günlerinden sonra yaza ve sıcak havaya karşı sabırsızım evet, bir an önce gelsin istiyorum. Açık renk uçuşan kıyafetler, sandaletler ... Şimdilik açık renk ama yünlü kıyafetler ile yetinmek zorundayım ve tabi botlarımla...

Hafta Sonu

Hafta sonu dediğin göz açıncaya geçiyor. Hafta içinden bir Pazartesi sabahı kalıyor aklımda, bir de Cuma akşamları. Rutin hayatları olanlara hayat çabuk geçermiş. Her gününü farklı yaşayanlara ise ömür uzun gelirmiş. Yani anlayacağınız rutin hayatlarımızda debelenip duruyoruz. Bu rutini ne kadar kırabilirsek o kadar şanslıyız. Bir düşünün sabah erken kalkıp gittiğiniz gezilerde akşam üstüne doğru bir çok şey yaptıktan sonra 2-3 gün geçirmiş gibi hissedersiniz de, daha günün bitmediğine ayınca bir mutlu olursunuz. İşte öyle bir şey... Bu hafta sonu biz yoğun bir Cumartesinin üstüne sakin bir Pazar geçirdik, ama bu yoğunluk gezme tozma değil de  koşturmaca olunca biraz yorulduk. Aldığımız check- up randevularının üzerine bir de benim perşembe akşamı dolgum düşünce araya bir de diş hekimi randevusu almamız gerekti. Sonra kızı provaya bıraktık. İşte o arada bir sushi kaçamağı yaptık :) Kurs çıkışında kızı arkadaşının doğum gününe götürdük, oradan eşimin ailesine kısa bir ha...

Cumayı Kırmızılar İçinde Karşılamak

Nihayet bahar geldi diyorlar. Umarım gelmiştir. Ofiste olduğum bugün pek anlayamadım ben gelişini hala ısınamamış olan binanın içinde. Bugünü kırmızılar içinde geçirmek geldi içimden ve her tonundan faydalandım. Yarın da güzel olacakmış hava, oldukça yoğun bir hafta sonu olacak bakalım havadan faydalanabilecek miyiz? Bir süredir içime attım attım, ne konuştum ne yazdım. Şimdi biriktirdiklerimi paylaşma zamanı gelmiş gibi durmadan konuşasım ve yazasım var. Suskunluk iyi mi kötü mü bilemiyorum ama içe atmak kötü. İnsanı içten kemiriyor yavaş yavaş. Bir daha içime atmayacağım demek çok iddialı ama öğrendim ki depresyonda kullanılan Prozac insana cesaret veriyormuş. Normalde cevap veremeyeceğin durumlarda bile takır takır konuşuyormuşsun. Denesem mi diyorum? Dut yemiş bülbül gibi kalmamak için. Ama 2 düşün 1 konuş ta deniyor ve laf ağızdan çıkınca pek geri dönüşü de olmuyor. Bir ortasını bulmalı ... Ortalama hayatlarımızda, ortadan ortadan ilerlemeli....

Wolkswagen Bettle

Üniversite yıllarında hayallerimin arabası, hep almak istediğim ama çok eski, motoru sürekli sorun çıkarır diye bir türlü cesaret edemediğim. Her ne kadar sonradan yeni modelini de çıkarsalar, bu yeni model nasıl desem, eskisinin havasını vermedi. Boynumda fular ve gözümde gözlüğümle arabadan iniyorum ve bavulumu arkadan değil önden alıyorum ... Porche Müzesi' nde (aman yetti bu müze dediğinizi duyar gibiyim :)  )  dolanırken çıkıverdi karşıma ansızın. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Meğer bu modelin motoru da Porche ' da üretilmiş o zamanlar....

Son Günlerde

Porche Müzesinde çektiğim fotolara bakmadan duramıyorum son günlerde. Ve eskiden okuduğum kitaplara tekrar tekrar dönmek istiyorum son günlerde. Denetimlere giderken topuklu ayakkabı yerine , spor ayakkabı tercih ediyorum ve daha genç ve rahat hissediyorum son günlerde.

Scottish Fold Long Hair

Nasıl oldu da buraya yazmayı unuttum bilmiyorum. Bugün takip ettiğim bir bloğa yazarken fark ettim hiç bahsetmediğimi. Biz 28.02.2015 tarihinden bu yana kedili bir aileyiz. Kızımız ne zamandır istiyordu ama biz bu sorumluluğu alıp alamayacağımız ile emin olamıyorduk. Sonunda cesaret ettik ve sahiplendik. Hem de petshoptan değil, alıp sahiplenen ancak 9 yaşında ki oğulları astım olduğu için vermek zorunda kalan bir aileden. O kadar sevimli, o kadar naif ve bir o kadar karakterli kedimiz neredeyse 7 aylık ve bir prenses. Umarım bizimle uzun yıllar yaşarsın sevgili Pamuk.

Stuttgart Gezisi

Geçtiğimiz Cuma Stuttgart' ta denetimim vardı, denetim Cuma olunca hafta sonunu bağlamak farz oldu benim gibi gezmeyi tozmayı seven biri için. Burada bıraktığım havaya inat, Stuttgart 20 derece ile bana hoş geldin, gönlünce gez dolaş dedi. Denetim ve raporlamayı hallettikten sonra doğruca KönigsStrasse'ye gidip mağazaları dolaştım ve ufak tefek bir şeyler almadan edemedim. Yorgunluğumuz atmak için Schlossplatz meydanında ki Königsbau Cafe' de tam da gölgeliğin altında yer bulup Schlossgarten manzarası eşliğinde kahvemi içtim. Bir sonra ki gün en önemli destinasyon Porche Museum' du (bir önceki mailimde fotoğraflarını görebilirsiniz). Ben dönerken hava yavaş yavaş bozmaya başladı. Uçakta ki dergiyi karıştırırken bir de ne göreyim, bu ayın gezilip görülesi yeri Stuttgart çıkmasın mı? Tüm yapılması gerekenlerin yapıldığını görmekle daha bir rahat gömüldüm koltuğuma :) Ve dönüşte muhteşem İstanbul karşıladı beni, nereye gitsem dönüp dolaşıp özle...

Porche Museum

Geçtiğimiz Cumartesi günü Stutgart' ta ki Porche Müzesi' nde idim. Çok fazla söze gerek yok, en iyisi sizi fotoğraflar ile baş başa bırakmak. Dünden bugüne, sporundan klasiğini, tüm modeller ... Birine binip gelmek güzel olurdu :)

Mabel Matiz - Gök Nerede

Bu hafta başından beri dinliyorum. Eski albümlerine göre daha bir dinginleşmiş. Sanki kendini anlatabilmiş ve olduğu gibi kabul etmiş. Bana çok huzurlu ve iyi geldi. Müziğini çok seviyorum Mabel Matiz.