Son hafta sonu konulu postun ardından bir hafta sonu daha geçti (ben söylemiştim zamanın hızlı geçtiğini). Bu Cumartesi güneşli ama soğuktu Nisan bize bir yüzüm hala kışa bakıyor estim mi? Titretirim dedi. Bir cevap veremedik giydik montlarımızı eğdik başımızı. Evde de oturamadık güneş içimizi kıpır kıpır edince, aynanın karşısına geçip acaba ne giysek diye düşünürken ev modası konulu bir resimle moda dünyasını sarsmak için bir fotoğraf çekmeyi ihmal etmedim.
Sonra giyindim kuşandım ve takside yerimi alınca neydim ne oldum dedim bir fotoğraf daha patlattım.
Klasik bir Anadolu Yakalı olarak, baharı ve güneşi görünce istikamet olarak Cadde'de karar kıldık (Bağdat Caddesi) ve bu sefer akıllanmıştık araba ile gitmedik. Bindik bir taksiye bizi Şaşkın' a atar mısın dedik, şoför abi tüm maharetini gösterip bizi en trafiksiz yollardan 10 dakikada ulaştırdı ve park yeri arama derdimiz yoktu. Allah'ım ne kadar mesuttuk. Bir aşağı bir yukarı dolandıktan sonra yoruldu ve acıktık haliyle. O sırada en yakınımızda Vappiano vardı, biraz karbonhidrat mı ? Neden olmasın dedik? Ve afiyetle yedik.
Not: Eller benim değil ;)
Neyse ki Pazar sabahı bizi daha sıcak bir hava bekliyordu. Kızım kahvaltı üstüne çilekleri Nutella kavanozuna gömüp gömüp yedikten sonra haliyle bir enerji patlaması yaşadı ve onu bir parka götürüp o enerjiyi hayırlara salıvermek farz oldu.
En trafiksiz ve eve en yakın park Özgürlük Park' ı olduğu için arkadaşlara haber verildi ve yola düşüldü. Saat 14:00 ' den 19:00 ' a kadar 5 saat oyun parkı seni, uçurtma benim, kum havuzu senin , çimenlerde top koşturma benim şeklinde içlerinde energizer varmışçasına debelendikten sonra gidelim dediğimizde utanmadan biraz daha diye bağırdılar. Hadi canım dedik daha yemek yenecek, banyo yapılacak , salon annesi çizgimizden çıkarmayın bizi deyip gözdağı verdik yediler de, evin yolunu bulabildik.
Not: Özgürlük Parkı' nda öyle örtü serip oturamıyormuşsun öğrenmiş olduk, halkı pikniğe teşvik etmekmiş, önünü alamıyorlarmış.
Yav ne acayip bir milletiz biz !
Sonra giyindim kuşandım ve takside yerimi alınca neydim ne oldum dedim bir fotoğraf daha patlattım.
Klasik bir Anadolu Yakalı olarak, baharı ve güneşi görünce istikamet olarak Cadde'de karar kıldık (Bağdat Caddesi) ve bu sefer akıllanmıştık araba ile gitmedik. Bindik bir taksiye bizi Şaşkın' a atar mısın dedik, şoför abi tüm maharetini gösterip bizi en trafiksiz yollardan 10 dakikada ulaştırdı ve park yeri arama derdimiz yoktu. Allah'ım ne kadar mesuttuk. Bir aşağı bir yukarı dolandıktan sonra yoruldu ve acıktık haliyle. O sırada en yakınımızda Vappiano vardı, biraz karbonhidrat mı ? Neden olmasın dedik? Ve afiyetle yedik.
Not: Eller benim değil ;)
Neyse ki Pazar sabahı bizi daha sıcak bir hava bekliyordu. Kızım kahvaltı üstüne çilekleri Nutella kavanozuna gömüp gömüp yedikten sonra haliyle bir enerji patlaması yaşadı ve onu bir parka götürüp o enerjiyi hayırlara salıvermek farz oldu.
En trafiksiz ve eve en yakın park Özgürlük Park' ı olduğu için arkadaşlara haber verildi ve yola düşüldü. Saat 14:00 ' den 19:00 ' a kadar 5 saat oyun parkı seni, uçurtma benim, kum havuzu senin , çimenlerde top koşturma benim şeklinde içlerinde energizer varmışçasına debelendikten sonra gidelim dediğimizde utanmadan biraz daha diye bağırdılar. Hadi canım dedik daha yemek yenecek, banyo yapılacak , salon annesi çizgimizden çıkarmayın bizi deyip gözdağı verdik yediler de, evin yolunu bulabildik.
Not: Özgürlük Parkı' nda öyle örtü serip oturamıyormuşsun öğrenmiş olduk, halkı pikniğe teşvik etmekmiş, önünü alamıyorlarmış.
Yav ne acayip bir milletiz biz !
Biz ortusuz oturmustuk degil mu cicim? Oyle olunca oluyor muymus?
YanıtlaSilOluyormuş canım oluyormuş...
Sil