Çok etkili bir giriş yapmak istiyor insan bu gündeme, içinde ki tüm kızgınlığı yöneltmek, akıtmak...
Da bu kızgınlığın, öfkenin yada lanetlemenin son tahlilde bize bir faydası var mı? Bakıyorum sosyal medya; ahrete kalmasın, şöyle olsun, böyle olsun....
Olmuyor ama değil mi? 80 lerin sonlarından beri edilecek söz kaldı mı? Bu sözlerin ne etkisi oldu? Olabilir mi? Bu kadar kadercilik artık bize bile fazla değil mi?
Benim artık tek bir umudum var yada tutunacak tek bir dalım. Bir gün bu güzel ülkenin insanları biz artık böyle yaşamak istemiyoruz, biz artık her şeyi kadere bırakmak istemiyoruz deyip ona göre seçimler yapacaklar. Evet buna hala inanıyorum ve evet buna inanmaya ihtiyacım var.
Neden? Çünkü ben bana dikte ettikleri gibi teröre alışmak istemiyorum. Birilerinin alışmamı istediği Ortadoğu bataklılığının karanlığına inat yüzümü aydınlıktan çevirmek istemiyorum. Kızım için hayalini kurduğum, arzuladığım gelecek pırıl pırıl benim, hayallerim gölgelensin istemiyorum.
Çünkü ben sade bir vatandaşım. Çalışmayı seven, aldığım eğitimin hakkını vermek isteyen. Bu yüzden işim gereği metrobüs kullanmaya devam ediyorum, metro da , Boğaz köprülerini de. Siz gerekli önlemleri alamıyorsunuz diye eve mi kapan malıyım? Ya da işi mi bırakayım? Ne yapayım?
Ve biliyor musunuz? İnsanlar korkuyor. Bindiğim metrobüste bozuk olan klimanın çıkardığı sesten, yanında ki başka bir yolcunun telefonundan gelen alarm sesinden, birbirlerinden....
Utanmalısınız gerçekten utanmalısınız...
Yorumlar
Yorum Gönder