Ana içeriğe atla

Başarısız ebeveynlik - Failed parenting - gescheiterte Erziehung

Başlığın ne olacağına genelde yazı kafamda dönmeye başlayınca karar verebiliyorum. Ancak bu aralar kafam o kadar karışık ki; ne kafamda dönen şeyleri toparlayabiliyorum, ne de bir başlık bulabiliyorum. En azından yazayım, belki görünür olunca toparlayabilirim diye başladım, bakalım ne zaman bitirebileceğim. Bunu da yazmaya ne elim, ne de dilim varmıyor, ama kızıma olan güvenimi kaybettim. Çok katı kurallar çerçevesinde ebeveynlik yapmıyoruz, elimizden geldiğinde koşullara göre esnemeyi öğreniyoruz, tabi bunun yanında uyması gereken kurallar da var ve bu konuda beklentimizi sık sık hatırlatıyoruz. Küçüklüğünden beri de, bizimle açık iletişim kurabileceği bir ortam yaratmaya çalıştık. Hata yapmanın normal olduğu, her hatada bize gelebileceğini, ilk hatada bizimle paylaşırsa zincirleme olacak hataların engellenebileceğini, hatanın neresinden dönerse, karda olacağını defalarca dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Tüm bunların yanında iki konuda beklentimizi çok net ifade ettik. Ve aralıklarla sorduğumuzda hep olumlu cevap aldık ve sonradan öğrendik ki bize 'yalan' söylemiş. Hem kızdım, hem üzüldüm, hem şok oldum, hem de ona olan güvenimi kaybettim. Ve aslında yalan söylemesine , yapmasından daha çok üzüldüm. Ve bir anne olarak kendimi çok başarısız hissettim çünkü bana herşeyini söyleyebileceğini düşündüğüm bir ilişki kurduğumuzu düşünüyordum. Kendisine neden daha önce doğruyu söylemedin diye sorunca verdiği iki cevap; Nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Benim için önemli değildi, o yüzden söylenmesi gerektiğini düşünmedim. Evlat sahibi olmak çok acayip, güvenimi kaybettim ama ne olursa olsun sevmekten ve onun için endişelenmekten vazgeçemiyorsun. Belki de bunu çok kişiselleştiriyorumdur. Belki de baştan beri herşeyi konuşabileceğimizi düşünmek bir ilizyondu ve onun da birey olduğu bu yolculukta benimle paylaşmaması olağandır ve büyüdükçe paylaşmadığı şeyler artacaktır. Belki de artık o hayatının kontrolünü kendi ellerine alıyordur. Bilemiyorum... I usually decide on the title once the writing starts forming in my mind. However, lately, my mind is so cluttered that I can’t organize my thoughts and come up with a title. I thought at least I should start to write, maybe seeing it will help me organize my thoughts. Let’s see when I can finish this. I don’t even have the energy or the words to write this, but I’ve lost my trust in my daughter. We don’t parent with very strict rules; we try to be flexible according to the circumstances as much as we can. Of course, there are rules she needs to follow, and we frequently remind her of our expectations. Since she was little, we’ve tried to create an environment where she can communicate openly with us. We’ve tried to explain repeatedly that making mistakes is normal, that she can come to us with any mistake, and that if she shares her mistakes with us early, we can prevent a chain of mistakes. We’ve emphasized that the sooner she corrects a mistake, the better. Despite all this, we had two very clear expectations, and whenever we asked, we always received positive responses. Later, we found out that she had lied to us. I was angry, sad, shocked, and lost my trust in her. I was more upset about her lying than about what she did. As a mother, I felt very unsuccessful because I thought we had built a relationship where she could tell me everything. When I asked her why she didn’t tell the truth earlier, she gave me two answers: I didn’t know how to say it. It wasn’t important to me, so I didn’t think it needed to be said. Having a child is very strange; I’ve lost my trust, but no matter what, you can’t stop loving and worrying about them. Maybe I’m taking this too personally. Maybe thinking we could talk about everything from the beginning was an illusion, and it’s normal for her not to share everything with me on this journey where she is becoming an individual. Maybe as she grows, the things she doesn’t share will increase. Maybe she is now taking control of her own life. I don’t know… Normalerweise entscheide ich mich für den Titel, sobald sich der Text in meinem Kopf zu formen beginnt. In letzter Zeit ist mein Kopf jedoch so durcheinander, dass ich meine Gedanken nicht ordnen und einen Titel finden kann. Ich dachte, ich sollte zumindest anfangen zu schreiben, vielleicht hilft es mir, meine Gedanken zu ordnen, wenn ich es sehe. Mal sehen, wann ich das beenden kann. Ich habe nicht einmal die Energie oder die Worte, dies zu schreiben, aber ich habe das Vertrauen in meine Tochter verloren. Wir erziehen nicht mit sehr strengen Regeln; wir versuchen, uns so gut wie möglich den Umständen anzupassen. Natürlich gibt es Regeln, die sie befolgen muss, und wir erinnern sie häufig an unsere Erwartungen. Seit sie klein war, haben wir versucht, eine Umgebung zu schaffen, in der sie offen mit uns kommunizieren kann. Wir haben immer wieder versucht zu erklären, dass Fehler machen normal ist, dass sie mit jedem Fehler zu uns kommen kann und dass wir, wenn sie ihre Fehler frühzeitig mit uns teilt, eine Kette von Fehlern verhindern können. Wir haben betont, dass je früher sie einen Fehler korrigiert, desto besser. Trotz all dem hatten wir zwei sehr klare Erwartungen, und wann immer wir fragten, erhielten wir immer positive Antworten. Später fanden wir heraus, dass sie uns angelogen hatte. Ich war wütend, traurig, schockiert und habe das Vertrauen in sie verloren. Ich war mehr darüber enttäuscht, dass sie gelogen hatte, als über das, was sie getan hatte. Als Mutter fühlte ich mich sehr erfolglos, weil ich dachte, wir hätten eine Beziehung aufgebaut, in der sie mir alles erzählen könnte. Als ich sie fragte, warum sie die Wahrheit nicht früher gesagt hatte, gab sie mir zwei Antworten: Ich wusste nicht, wie ich es sagen sollte. Es war mir nicht wichtig, also dachte ich nicht, dass es gesagt werden musste. Ein Kind zu haben ist sehr seltsam; ich habe das Vertrauen verloren, aber egal was passiert, man kann nicht aufhören, sie zu lieben und sich um sie zu sorgen. Vielleicht nehme ich das zu persönlich. Vielleicht war es eine Illusion zu denken, dass wir von Anfang an über alles reden könnten, und es ist normal, dass sie nicht alles mit mir teilt auf dieser Reise, auf der sie eine eigenständige Person wird. Vielleicht wird sie, je älter sie wird, immer mehr Dinge nicht teilen. Vielleicht übernimmt sie jetzt die Kontrolle über ihr eigenes Leben. Ich weiß es nicht…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...