Bir havalara girdik ki sormayın, saçımıza toka taktırmıyoruz, o şekilsiz saçları bir o yana bir bu yana attırıp duruyoruz, yüzmüzdeki ifadeleri hiç sormayın, bir şey sorulduğunda, neden soruyorsun diye bir ifade oturuyor yüzümüze, zaten canımız isterse cevap veriyoruz...
Geçenlerde denemeden aldığım (tezgahtarın oyununa geldim) ve eve gelince küçük geldiğini fark ettiğim bir gömleği değiştirmek için hep beraber mağazaya gittik, iŞlemlerde sonra kasiye ad soyad istedi benim söylememle birlikte kızım bilmiş bir eda ile biz hepimiz t..... yiz (soyadımız) dedi, kasiyer kızın yüzü görmeye değerdi.
Salondaki yemek masamız artık kızımızın iş yeri, laptopımız, telefonumuz, defterimiz ve masa saatimiz duruyor, öğlen aralarında eve gittiğimde anne ben işteyim diyor, hafta başında günübirlik Ankara' ya gittim geldim, dün teyzesine internetten Ankara' ya uçak bileti alıyorum ben demiş, artık nasıl bir gözlem yeteneği ise, ben diyecek bir şey bulamadım kendisine.
Hafta sonu bir arkadaşımızın nişanlısı ile tanıştık, tanışırken her insanın yaptığı gibi ismini söyledi kız, bizim ki hemen ismi melodik bir ifade ile üç kere tekrarlayıp arkasından da hihihi demez mi ? Ha birde etrafta tamba tumba esmer bomba diyerek dolanıyor...
Gözümün önünde öyle hızlı büyüyor ki inanamıyorum, gözlerim doluyor bakarken, hala gerçekten bu benim kızım mı diyorum. Bebeklikten çıkıyor ve bir birey oluyor. Bizimle çatışıyor, taleplerde bulunuyor, kendi kendini oyalıyor (ki geçen hafta sonunda bir doğum gününde tüm çocuklar salonda annelerinin dizinin dibinden ayrılmaz iken bizimkisi çocuk odasında saatlerce oyuncaklarla oyun kurup oyunlar oynadı ve herkesi hayrete düşürdü) her anneye olduğu gibi bana inanılmaz bir çocukmuş gibi geliyor.
Kızımın da bana dediği gibi 'seni o kadar çok seviyorum ki o kadar olur'...
Geçenlerde denemeden aldığım (tezgahtarın oyununa geldim) ve eve gelince küçük geldiğini fark ettiğim bir gömleği değiştirmek için hep beraber mağazaya gittik, iŞlemlerde sonra kasiye ad soyad istedi benim söylememle birlikte kızım bilmiş bir eda ile biz hepimiz t..... yiz (soyadımız) dedi, kasiyer kızın yüzü görmeye değerdi.
Salondaki yemek masamız artık kızımızın iş yeri, laptopımız, telefonumuz, defterimiz ve masa saatimiz duruyor, öğlen aralarında eve gittiğimde anne ben işteyim diyor, hafta başında günübirlik Ankara' ya gittim geldim, dün teyzesine internetten Ankara' ya uçak bileti alıyorum ben demiş, artık nasıl bir gözlem yeteneği ise, ben diyecek bir şey bulamadım kendisine.
Hafta sonu bir arkadaşımızın nişanlısı ile tanıştık, tanışırken her insanın yaptığı gibi ismini söyledi kız, bizim ki hemen ismi melodik bir ifade ile üç kere tekrarlayıp arkasından da hihihi demez mi ? Ha birde etrafta tamba tumba esmer bomba diyerek dolanıyor...
Gözümün önünde öyle hızlı büyüyor ki inanamıyorum, gözlerim doluyor bakarken, hala gerçekten bu benim kızım mı diyorum. Bebeklikten çıkıyor ve bir birey oluyor. Bizimle çatışıyor, taleplerde bulunuyor, kendi kendini oyalıyor (ki geçen hafta sonunda bir doğum gününde tüm çocuklar salonda annelerinin dizinin dibinden ayrılmaz iken bizimkisi çocuk odasında saatlerce oyuncaklarla oyun kurup oyunlar oynadı ve herkesi hayrete düşürdü) her anneye olduğu gibi bana inanılmaz bir çocukmuş gibi geliyor.
Kızımın da bana dediği gibi 'seni o kadar çok seviyorum ki o kadar olur'...
Yorumlar
Yorum Gönder