Biten bir yıldan mıdır nedir o kadar yorgun ve argınım ki, kolumu kaldırmaya mecalim yok, yeni bir yılın gelmesi bile beni eskisi kadar hayecanlandırmıyor. Annem derdi bayramlar çocuklara diye, ne de haklıymış, artık ne bayramlar, ne doğum günleri ne de yılbaşılar eskisi gibi heyecan yaratmıyor bende.
Diğer blogları okuyorum, etrafımdaki insanlarla konuşuyorum, genel izlenimim bu 2009 kimseye iyi gelmemiş. Herkes için sanki bitişlerin, sonların, ayrılıkların yılı olmuş gibi.Herkesin kendince 2010 yılından beklentileri, yeni yıla dair umutları var. Benimse bir şey istemeye, ummaya bile mecalim yok sanki.
Son dönemdeki koca ile ortak hayalimiz ise, çeyrek bilete büyük ikramiyenin çıkması. Oturup üşenmeden hesapladık, faizinin aylık getirisi 60 milyar, hayat standardımızı yükseltmek gibi hayallerimiz yok sadece sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalışmadan, kendimize, birbirimize, dışarıda akıp giden hayata daha çok vakit ayırabileceğimiz bir hayat hayal ediyoruz, belki bir süre hiç çalışmadan, kızımızın büyümesini kaçırmadığımız bir hayat.
Eskiden maddi durumum ne kadar iyi olsa da hep çalışmak isteyeceğimi düşünürdüm, çalışmak bana hayata katılmak, faydalı olmak gibi gelirdi. Oysa şimdi pek aynı şekilde düşünmüyorum, gerçekten gelecekle ilgili kaygım olmasa büyük ihtimal çalışmam. Çünkü iş hayatında insanlığa yer yok, hep daha fazlasını vermelisiniz, kendinizi ispatlamak için gerekirse rakiplerinize zarar vermelisiniz, işverenin her türlü kaprisini çekmelisiniz, v.s.
Amiriniz kötüyse dünya dar olur zaten, kimi zaman amiriniz iyidir de çalışma arkadaşınız emdiğiniz sütü burnundan getirmeye and içmiş gibi davranır, hem amiriniz hem iş arkadaşlarınız mı iyi, ki ben rastlamadım bu sefer aldığınız para geçiminize yetmez, bla, bla,...
İşte siz böyle yuvarlanırken, hayat geçip gider...
Diğer blogları okuyorum, etrafımdaki insanlarla konuşuyorum, genel izlenimim bu 2009 kimseye iyi gelmemiş. Herkes için sanki bitişlerin, sonların, ayrılıkların yılı olmuş gibi.Herkesin kendince 2010 yılından beklentileri, yeni yıla dair umutları var. Benimse bir şey istemeye, ummaya bile mecalim yok sanki.
Son dönemdeki koca ile ortak hayalimiz ise, çeyrek bilete büyük ikramiyenin çıkması. Oturup üşenmeden hesapladık, faizinin aylık getirisi 60 milyar, hayat standardımızı yükseltmek gibi hayallerimiz yok sadece sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalışmadan, kendimize, birbirimize, dışarıda akıp giden hayata daha çok vakit ayırabileceğimiz bir hayat hayal ediyoruz, belki bir süre hiç çalışmadan, kızımızın büyümesini kaçırmadığımız bir hayat.
Eskiden maddi durumum ne kadar iyi olsa da hep çalışmak isteyeceğimi düşünürdüm, çalışmak bana hayata katılmak, faydalı olmak gibi gelirdi. Oysa şimdi pek aynı şekilde düşünmüyorum, gerçekten gelecekle ilgili kaygım olmasa büyük ihtimal çalışmam. Çünkü iş hayatında insanlığa yer yok, hep daha fazlasını vermelisiniz, kendinizi ispatlamak için gerekirse rakiplerinize zarar vermelisiniz, işverenin her türlü kaprisini çekmelisiniz, v.s.
Amiriniz kötüyse dünya dar olur zaten, kimi zaman amiriniz iyidir de çalışma arkadaşınız emdiğiniz sütü burnundan getirmeye and içmiş gibi davranır, hem amiriniz hem iş arkadaşlarınız mı iyi, ki ben rastlamadım bu sefer aldığınız para geçiminize yetmez, bla, bla,...
İşte siz böyle yuvarlanırken, hayat geçip gider...
Yorumlar
Yorum Gönder