dideden

Yaş aldıkça beklentilerim azalıyor, yeni yıldan sağlık ve huzur diliyorum kendim ve ailem  için. Herkes içinse gönüllerinden geçen ne murat varsa olsun dilerim. Geçen hafta sipariş verdiğim tam bugün kargodan aldığım yeni yıl hediyelerimle bol kitaplı günler beni bekliyor. Şaşırt bizi 2013, içinde ki 13 rakamına inat şans getir hepimize. Yeni yılınız kutlu olsun.

Ne büyük bir rahatlıktır; kendinize ve çevrenizdekilere ' Aman yapamam/ yapamaz zaten' i kabullendirmiş olmak. Sizden beklentilerin bir sınırı vardır. Kendi sınırlarınızı zorlamanıza, kendinizi yormanıza gerek yoktur. Gül gibi yaşayıp gidersiniz. Kendinizi hırpalamadan, sakin sularda keyfince kulaç atabilirsiniz. Size yapabilir misin ? sorusu sorulduğunda gönül rahatlığınca hayır yapamam diyebilirsiniz. Kimse sizi kınamaz, yapabilecek birilerini ararlar. Size yapıp yapamayacağınızı sorduklarında, kendinize hakaret edilmiş gibi hissetmezsiniz. Birileri yaptıysa ben de mutlaka yapmalıyım diye kendinizi hırs küpüne çevirmenize gerek kalmaz. Her şeyi  yapmak zorunda değilsiniz. Kendinizi en önemlisi çevrenizdekileri her şeyi yapara alıştırmayın. Gün gelir iyi niyetle yaptığınız her şey sizin göreviniz haline gelir ve bir gün çok yoğun olduğunuzda en doğal hakkınız olan yapmama hakkını kullanmak istediğinizde, bir bakmışsınız şu dünyada sizden kötüsü yok .

Bu aralar hep nicedir istediğim ve yaptığım şeyler ile ilgili yazılar oldu. Ne mutlu istenen ve yapılabilen şeylere. Arkada küçük ağaçlıklı bir bahçeye bakan balkonumuz var. Yazları keyfini çıkarsak da serin havalarda hiç kullanamıyorduk. Sonunda bu yazın sonunda cam balkon ile hayallerimi ben eşime anlattım o da ustalarla uğraştı didindi ve sonuç. Şimdi bazı sabahlar kahvaltı ediyoruz, eşimizi dostumuzu çağırıp, çay – kahve- şarap sohbetleri yapıyoruz , battaniyemizi örtüp dizlerimize kitabımızı okuyoruz, kızı yatırdıktan sonra mum ışığında kısık sesle sohbet ediyoruz yani doya doya keyfini çıkarıyoruz balkonumuzun. Balkonumuzdan küçük bir oda yarattık ve dahil ettik evimize, cam balkon olduğu için istediğimiz zaman camları toplayıp eski balkon havasına da döndürebiliyoruz. Resimlerden net anlaşılabiliyor mu bilmiyorum ama elektrikli bir ısıtıcı da koyduk, şömine efektli – arkadaşlarımızın bir postaki eksik takılmalarına maruz kalmıyor deği...

Nicedir izlemek istediğim ama fırsat bulamadığım bir filmdi. Charlize Theron gerçekten hem güzel hem de oynadığı tüm rollerin hakkını veren bir kadın. Kendisini bu filmde ki rolü ile çok beğendim. Yaşlandırma makyajları da çok başarılı idi. Twilight serisinde tanıdığımız Kristen Stewart ‘ ukalalık yapmak istemem ancak’ aynı Twilight serisinde ki gibi oynuyordu. Bu bana geçtiğimiz haftalarda Armağan Çağlayan’ ın twiterda Bergüzar Korel ile ilgili yazdıklarını hatırlattı. Hep aynı oyunculuk, karaktere bir şey katmamak. Gerçi Kristen Stewart daha çok genç ve bu seriden sonra ki ilk farklı filmi, belki biraz zamana ihtiyacı vardır ama Twilight etiketini ömür boyu taşımak istemiyorsa bir şeyler yapmalı.

Cuma akşamı MFÖ konserine gittik. Nicedir istiyordum canlı canlı seyretmeyi. Ayakta durmaktan belimiz kanadımız ayrıldı gerçi ama değdi. O nasıl kendine güven. Kendine, müziğine, seyircisine saygı duyma. Nasıl bir sevilme hali görmek lazım. O kadar sevilmekten hiç mi şımarmaz insan? Hele Mazhar, şarkı söylerken bile gülümsüyor adam. Canlı performanslarını çok beğendim. İmkanı olan herkese tavsiye ederim. Baya bir yaş almışlar, bu işlerin sırası yok tabi ama geç kalmayın derim…

Dün baktım telefonumda güncelleştirmeler olduğunu söylüyor. Yaptım. Güncelleştirme dediğin daha iyisidir değil mi? Sonra baktım bir çok programda sorun var, neyse uğraştım didindim çoğunu düzelttim, ama öldür Allah hotmail' e giremiyorum çünkü güncellemeler wml desteğini kaldırmış. Neyse destek hattını aradım her zamanki gibi destek olamadılar ve beni en yakın KVK (Kozyatağı) ya yönlendirdiler. Gittim KVK ya aldım sıramı başladım beklemeye. Neyse az bekledim. Bankoda ki kız dakika bir telefonu eline alıp yere düşürdü, ardından kaydı 10 dakikada girdi, sonra dedi ki telefonunuz bizde 1 hafta kalacak ha bu arada telefonun hafızasında ki her şey silinecek. Allahtan basiretim bağlanmadı da yok kalsın dedim. Telefonumu toparlayıp bana verdi. Bir de ne göreyim telefonum sim kartı görmüyor, acaba düşmeden mi ? Nedendir ? derken yan taraftaki kız imdadımıza yetişti de sim kartının ters takıldığını gördük. Hırsımı alamadım, destek hattını tekrar aradım, ne biçim yere beni yönlendirdiniz...

Bu arada bir 29 Ekim ve 10 Kasım geçirdik. Karanlıktan nemalananlara inat Cumhuriyet'in ve Atatürk' ün ışığından vazgeçmeyeceğimizi göstermek için yollara döküldük. Bu kadar olduğumuz görmek, Atamızın bu kadar sevildiğini görmek umut verdi. Kızım Ata' sına bir mektup yazdı, kendisi ile gurur duydum.

Son bayram tatilimizde Pazartesi ve Salı günlerini de birleştirince uzun bir tatilimiz oldu. Biz de vize yok diye bu sefer Moskova' yı seçtik. Ve ilk defa yurt dışına kızımızla birlikte gitmeye karar verdik. Korktuğumuz gibi olmadı sağ olsun bize çok yardımcı oldu. Her ihtimale karşı biz yanımıza hafif baston bir puset aldık, yorulduğu zaman oturttuk ve böyle yorgunluğa bağlı hırçınlıkların önüne geçmiş olduk. Hava durumuna Accu wheather da bakarak gittik, saati saatine tutu desem abartmış olmam. İlk 2 gün dış alan gezilerimiz planladık. Sonraki soğuk günlerde müzeleri gezdik. Arkadaşlar 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa' da ne var ne yok toplayıp gelmişler, topladıkları ile de müze yapmışlar (Almanlar Mısır' dan mumyaları almış, bunlar da Almanlar' dan). Tüm dünyayı gezmiş değilim ancak hatırı sayılır şekilde yurt dışına çıktım, bu kadar turist düşmanı bir kent görmedim desem abartı olmaz. Kimse İngilizce bilmediği/ konuşmadığı gibi, birine sorduğunuzda dönüp bakma za...

Bayramdan önce, 2 günlüğüne gittiğim Ankara ziyaretinde bu sefer Crown Plaza' da kaldım. Önceden rezervasyon yaptırdığımız halde normal oda kalmadığı için suit odada kalma şansım oldu. Pek bir güzel oldu. Mübarek oda değil 1+1 evdi. Çok memnun kaldım. Tavsiye ederim. Oda manzaramda; Anıtkabir, Atakule ve Karum.... Daha ne olsun? Sabah kalhvaltısı da çok zengin ve kaliteliydi. Bu seyehatte şans benden yanaydı :)  

Ey İstanbul, sen ne güzelsin ki Kelimeler yetersiz kalmakta Ve ne güzelsin ki Bizler sana neler etsek de Güzelliğin daim kalmakta

Kızımın, anne reçeli gibisi yoktur kıvamına gelemeden, ben kızımın reçelini yedim. Ellerine sağlık tatlım :)

Başkası olunca; onu hatalarıyla kabul etmem gerekiyor, yapılan abuk subukluklar sonrası özür dilemesinin ne önemi var ki? Onun huyu öyle bu saatten sonra değişmez. O hiç bir şey olmamış gibi davranıyor ise, sen de hiç bir şey olmamış gibi davranmalısın. Onun dokunulmazlığı var. Amma sana gelince; sen değişmelisin, hem de onların insanlık kriterlerine göre. Senin sen olmaya hakkın yok, seni olduğun gibi kabul edemezler canım. Ben mi ne diyorum. Beni böyle kabul edersen ne ala. Edemezsen, sen bilirsin. Sana hayatta kolaylıklar dilerim.

Yıllar önce eşimle Kahire' ye gitmiştik. Müzeleri falan geziyoruz. Rehber kız anlatıyor; o dönemde Hüsnü Mübark 28 yıldır iktidarda, bir önceki 25 yıl iktidarda vs. Eşimle birbirimize bakıp bıyık altından gülmüştük, nasıl yani diye ? Erken gülmüşüm....

(HAYTAP ALINTI) 2004 yılında hayatımıza giren ve tüm uyarılara rağmen geçen sekiz yılda beklenen hiçbir sonucu vermeyeceği belli olan hayvanları koruma yasası yine ''ben yaptım, oldu'' anlayışıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır, sivil toplum örgütlerinin nerdeyse hiçbir önerisi dikkate alınmadan Başbakanlık vasıtasıyla parlamentoya sunulmuştur. Hayvanat bahçelerinin açılmasının daha çok teşvik edilmesi,  petshoplarda hayvan satımı ticaretine üstü kapalı onay verilmesi, hayvanların ancak işkence ile öldürüldüğünde sanığın adli para cezası ile cezalandırılması, gerekse doğal hayat ortamı adı altında büyük bahçeler yaratılarak hayvanların açlığa ve parçalanmaya teşvik edilmesi, hayvanların Türk geleneklerine uygun olarak ödül ve ikramiye olarak verilmesi, kat mülkiyeti yasasını bile aşarak evlerde beslenen hayvan sayısının zarar verip vermediğine bakılmaksızın müdahale edilmesi, yunus parklarının sonlandırılması ile ilgili tasa...

Büyüyor benimle sohbet ediyor. Dün akşam, baba şehir dışında, yatmadan önce süt içmek istedi. Mutfakta masada oturuyoruz: Kızım: Anne bana kardeş yapar mısınız? Ben: Bilmiyorum kızım o kadar  zor ki bir bebeği büyütmek. Bak gördün D. hep annesine ihtiyaç duyuyor (Cumartesi akşamı arkadaşlarım geldi D. 2 aylık gurubumuzun en minnakı), hem sen daha birçok işini kendi kendine yapamıyorsun (aslında istese bal gibi yapıyor ama naza çekiyor ben de biraz motive eder miyim acaba diye böyle söyleyeyim dedim ), ben hem seninle hem bebekle nasıl ilgileneceğim? Kızım: Sen bebekle ilgilenirsin, babamda benimle ilgilenir olmaz mı? Ben:  Peki babanın olmadığı akşamlar nasıl olacak? Kızım: Senin olmadığın akşamlar da var. O zaman akşam içinde bakıcı teyze tutalım, 2 tane yetmezse 3 tane hatta 4 tane tutalım. Ben: Biz teyzene x lira veriyoruz, 4 teyze demek 4x demek ve bu benim maaşımdan bile çok. Kızım.: Senin maaşını teyzelere verelim, babamınki bize yeter. Ben: E bunun okul...

Geçtiğimiz hafta akşam uçağı ile Ankara' dan dönerken, o kadar yorgun hissetim ki keşke gittiğimde kız uyumuş olsa dedim. Sen misin bunu diyen? Uçağa alım vaktinde, 'boarding completed' zamanında, ' push back' cihazı ile ilk hareket planlanandan önce derken ' push back' cihazı reddetti bizim uçaktan ayrılmayı. Meğer nicedir gönlü varmış 'SARIKAMIŞ' ta', ayrılmam da ayrılma diyor. VIP araçları ile en baş teknisyenler getirtiliyor yok ( bu arada VIP aracını görünce biz uçak yolcuları bu işin düzmece olduğunu sandık pek möhöm biri için uçağın bekletildiğini düşündük, homurdandık. Günahlarını almışız). Bu arkadaş böyle 1 saat direndi, sonunda teknisyenler resetledi kendisini de (bize böyle söylediler) biz de hareket edebildik. E tabi ben eve planladığımdan 1 saat geç varabildim ve kızım benden yarım saat önce uyumuştu. İnsan ne dilediğine dikkat etmeli mirim bunu bir kez daha anladım.

Amerika' yı ele alalım mesela. Bir Cumhuriyetçiler seçiliyor bir Demokratlar. Ama bakıyorsunuz politikada değişen bir şey yok. Renk aynı da ton biraz açılıp, koyulaşıyor. Ama insanlar sandıklara gidip oy kullanıyorlar ve demokrasiye inanıyorlar. Türkiye mi? Oraya hiç girmeyelim. Bizim sayım sonuçlarımız bile şaibeli. Big brother ne der sonra ?

Evet çok güzel 2 haftalık bir tatil yaptım Ağustosun son 2 haftasında, ancak Eylül itinayla burnumdan getirildi. Sen misin 2 hafta tatile giden Eylül' de sürün de gör. Neyse ki koşturmaca bitti, Ekim' de biraz sakinlik ve 1 haftalık tatil beni bekliyor. Bu arada neler mi oldu? Çitlembik okula başladı. 2007 li olduğu halde ay farkından 1. sınıf olmaktan yırttı. Yeni okul, erken yatma, sabah erkenden servis ile okula gitme, oydu buydu derken ilk hafta bir koşturmaca ve şaşkınlık evresinden sonra bu hafta her şey rayına oturdu. Çitlembik yeniliklere uyum sağladı, okulunu sevdi ve mutlu. Eve yakın bir okulu seçmemizin en güzel tarafı sabah ilk ders saatine 10 dakika varken evden alınıyor ve ders çıkışından sonra en fazla 10 dakika sonra evde oluyor. ' İstanbul trafiği' mağduru olmadı küçücük yaşında (Servis sırasında ön sıramda olan ve Kartal da oturduğunu söyleyen hanıma çocuğunu 06:45 te evinden alınacağı söyleniyordu sabah 2 saati akşam 2 saati yollarda geçen bir çoc...

 (Eğer gerçek ise) Bu fotoğrafın Ortadoğu' da bir çocuk esirgeme kurumunun bahçesinde çekildiği, bu kuzunun bir bombalamada annesini kaybettiğini yazıyor  ''sosyal medyada''. Bu fotoğrafa tekrar tekrar bakmalıyız çünkü hepimiz sorumluyuz. Neden mi? Hala ülke yönetimlerine aç gözlü, kendinden ve iktidarından başka hiç kimseyi düşünmeyen, vicdansız insanları seçtiğimizden ve hala savaşmadan beraber yaşamayı  öğrenemediğimizden.

Bu sene çok çalıştım, çok yoruldum, arada 1-2 günlük kaçamakların geçiştiremeyeceği bir araya çok çok ihtiyaç duydum ve nihayet dört gözle beklediğim 2 haftalık tatilim geldi. Yarın öğleden sonra itibariyle yollara koyulup Altınoluk- Ankara- Eskişehir ve tekrar Altınoluk şeklinde ki rotamızı hayata geçireceğiz. Kasa kasa incir yiyip, özer ayranlarından doya doya içeceğiz. Altınoluk' ta uslu durmayıp Kadırga koyu (koca koca midyeleri mideye indireceğiz)  hatta belki Gökçeada olmadı Geyikli plajı yapacağız. Ankara' da can bir dostun evet demesine tanıklık edeceğiz, nikahı fırsat bili gelen tüm canlarla hasret gidermeye çalışacağız.  Eskişehir' de babamız çalışırken biz kızımla şehri keşfedeceğiz, belki Porsuk' un kenarında ki plaja bile gideceğiz, bir uzay müzesi varmış oraya gideceğiz.... Daha önce bu kadar uzun tatillerde hep kızı bırakıp bir yerlere gitmişliğimiz var bu sefer her yere birlikte gideceğiz. Tam dolu dolu 2 haftayı birlikte geçireceğiz, birbirimize d...

Bir milletvekili bir kaç çapulcu denilen terör grubu tarafından kaçırılabiliyor, bir partinin genel başkan yardımcısı bir kaç Mehmet öldü diye meclis toplanmaz diyebiliyor, köşe yazarlarının yazıları hükümeti eleştirdiği için yayınlanmayabiliyor ve köşe yazarları istifa ediyor ve bizler televizyonlarımızın, bilgisayarlarımızın arkasından izlemeye devam edebiliyoruz ...

Sabah alarm çalıyor kalkıyorum  uykum var, öğleden sonra uykum var, bahçede kızın başını beklerken, dişimi fırçalarken, ta ki yatana kadar uykum var. Yastığa başımı koymamla uykum yok, dön Allah dön, bölük pörçük uyu ta ki gün ağarana kadar cebelleş, alarmın çalmasına 1-2 saat kala uyu, alarm çalınca uykum var. Öyle bir döngüye girdim ki çıkarabilene aşk olsun.

Son 90 günün bilançosu 70 şehit (başka bir yerde 60 şehit olduğunu gördüm), bakın bu 70 ya da 60 sadece rakam değil, insan... Şehit haberi almadığımız gün yok, bizler bayramda tatil planı yaparken, şehitlerin aileleri bayram günü ne yapacak?  Bu savaşın bitmesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekecek ?

Ben kıyafetlerinden kolay kolay vazgeçebilen bir insan değilim, hele yenisini almaktan vazgeçen biri hiç değilim. Bu her ne kadar lojistik sorunu yaşatsa da bir yolunu buluyorum tıkıştırmanın. Vintage kıyafetler biraz modern tarzları da içinde barındırırsa en beğendiklerim. Bazen aman da bu kombinim pek bir güzel oldu dediğim günler oluyor, geriye dönüp hatırlamak adına işte bu kombinleri de buraya koymaya karar verdim. Açılışı yapıyorum bakalım devamı gelecek mi?

Bu bloğa daha çok gönlümden geçenleri yazıyorum, ama pek çok blog takip ediyorum; el becerileri, tasarım, kıyafet vb. ve görsel olarak çok beğeniyorum. Bu hafta sonunu oldukça aktiviteli geçirdik ve güzel fotolar kaldı anı olarak geriye ve buraya koymak istedim. İlkini kızımla beraber yaptık, su bazlı akrilik boyalar almıştım taş boyamak için, muhtelif sahil ziyaretlerimizde taşlar topladık, acemi denemelerden sonra biraz daha elimiz yattı bu işe. Su bazlı olduğu için hiçbir tehlike arz etmiyor, nereye bulaşırsa bulaşsın yıkayınca geçiveriyor. En beğendiklerimiz 3 uğur böceğimiz ve baykuşumuz oldu. Bir süre önce çoklu, duvara asmak için fotoğraf çerçeveleri almıştık, bunlara koymak için yaklaşık 8 yılın fotoğraflarını tarayıp beğendiklerimi bastırmıştım. Tabi o kadar çok bastırmışım ki çerçeveler yetmedi, bunları ne yapsam ne yapsam diye düşünüyordum, sonun da aşağıdaki fikir geldi aklıma. Kitaplığımızın ve yatılı misafirimiz için yatağa dönüştürdüğümüz L- koltuğumuzun old...