Ana içeriğe atla

sıkışık günler

İş bakımından, yoğun, stresli, zor günlerden geçiyorum. Geçenlerde 13 gün hiç dinlenmeden her gün çalıştım. Yorgunum....

Ne kendime, ne kızıma, ne de eşime yeterince zaman ayıramıyorum. Martın 10'una kadar da böyle devam edecek ne yazık ki. İnsanın cenneti de- cehennemi de hayatta iken yaşadığını düşünüyorum bu günlerde ve cennetimizi de - cehennemimizi de yaratan biziz sanki.

Bir hayat kuruyoruz kendimize ve sonra onu kaybetmemek için esiri oluyoruz ve artık kontrol elimiz de değil, hep sahip olabilmek için. Yap boz yapmaya cesaretimiz yok çünkü bize kaybetmek öğretilmiyor. Hep kazanmayı öğreniyoruz daha çok kazanmayı.

Bizim neslin ebeveynleri, hep iyi işe sahip olmalısını öğretti bize, öyle yönlendirdi iyilik ettiğini düşünerek. Şimdi benim neslimden o kadar çok duyuyorum ki  - ben de dahilim - çocuğum mutlu olduğu işi yapsın.

Biz kayıp bir nesil olduk bu anlamda, umarım bizden sonrakileri kurtarabiliriz.

Yorumlar

  1. son derece katiliyorum canim, bizi yetistirdikleri "yaris" parkurunda devam ediyoruz hepimiz.. ben de son zamanlarda isteki birkac baskinin karsisinda durup hayir demeye calisiyorum.. ornegin "on call" durumunu getirmeye calisiyorlar, yani gece gunduz haftasonu filan telefonun acik olacak ve aradiklari anda bilgisayar basina gidip calisman gerekecek.. herkesin kabul etmesine ragmen ben direniyorum... ilk defa birseye direniyorum, beni bilirsin.. biraz da bazen "inceldigi yerden kopsun" modundayim galiba.. ama buralarda birseylere direnince kahraman olabiliyorsun da, guzel ulkemde direneni pek sevmezler bilirim.. Allah kolayliklar versin guzelim, saglik sihhat versin, en onemlisi o aslinda.

    YanıtlaSil
  2. Modern kolelik denilen tam da bu iste, belki 30 umuzu geçtik ama hala hayır demeyi öğrenmek icin sansimiz var, ve insan hayir demeyi basaramadikca mutlu da olamiyor....

    Dedigin gibi en onemlisi saglik, sana da kolayliklar diliyorum canim, birak kopuyorsa da kopsun, colugunla cocugunla agiz tadiyla gecirecegin bir hafta sonun var onda da ne zaman telefon calsa acaba isten mi diye tedirgin olacaklar, nasil da insanin hayatini ipotek altina almaya calisiyorlar....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...