Ana içeriğe atla

ÖDEV


Yahu daha kızım anaokulundayken soğudum ödevlerden. Bunun sonrası nice olacak. Aileler çocukları ile ilgilensin ayağına, ebeveynlere yaptırılan ödevlere resmen kılım.

Yok yumurta kabuğuna kadife çiçeği tohumu ekmeler, yok kız evde o gün kural koydu diye döne döne mutfağa girmeler, çuha çiçeği almalar.... bu ne yahu ?

Çocukla hafta sonu bunları yaparken bırak keyif almayı, strese giriyorum yetiştiremeyeceğiz diye. Faydasından çok zararı oluyor.

Ben çocuğu ile ilgilenme bilincinde bir ebeveyn isem, ne yapar eder çocuğumun ilgi alanına göre bir organizasyon yaparım zaten. O mantıkta değil isem o ödevleri çocuğun burnundan fitil fitil getiririm o ayrı.

Sevgili öğretmenler, lütfen bırakın bu ayakları. Zaten okul olayını sorguladığım günler yaşıyorum, okuldan soğutmayın insanı.

Yorumlar

  1. canim bizim dunyamizda da ben gecen haftalarda kafayi yedim bu yuzden... her dakika bir "ev yapimi kostum" istiyorlar bizden de... yilbasisi gelir, ev yapimi noel baba, okuma bayrami gelir, ev yapimi kitap kahramani, paskalyasi gelir susu gelir busu gelir... bi de aralarindan en iyisini filan seciyorlar ki her durumda mutemadiyen birileriyle yarisan kiz milleti bu durumlarda iyice ariza yapiyor... hadi oglan umursamiyor ya.. gecen okuma bayramlarinda aglayacaktim resmen yaa, milletin o ihtisamli kostumlerini gorup bir de bizimkilerin gariban home made kostumlerine bakinca. kimse gucenmesin ama calisan anne olmak gercekten zor.

    YanıtlaSil
  2. Bizim kız da ilk anaokuluna başladığında her partide evde bir şeyler tasarlayacağım diye kendimden geçiyordum, sonra baktım herkes prenses kostümleri almış almış giydiriyor kızlarına ben de hemen aldım bir tane kostüm partisi dendi mi şimdi o kıyafeti giydirip gönderiyorum.

    Marks and spencerlar da falan alası var al bir tane üstüne de 2 tül 1 çiçek fazladan ekle, ihtişam nasıl oluyormuş görsünler :)

    YanıtlaSil
  3. dogru soyledin guzelim bu isler de tecrubeyle demek ki :) opuyorum seni de yavruyu da:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...