Kızım geçen yaz sonu orta kulak iltihabı oldu, iltihabı temizlettik ve damla tedavisi uygulandı. Sonraki kontrollerde iltihap kalıntısının kuruyarak kulak zarına yapıştığını söyledi doktor hemen de temizleyebiliriz ya da kulak damlası ile yumuşatarak düşmesini sağlayabiliriz dedi.
Kızım ilk temizleme de canının yandığını söyledi ve korktuğu için birkaç doz damla ile düşürmeye çalıştık ancak nafile.
En sonunda doktorumuz bunu temizleyeceğiz arkasını göremiyorum ve tedirgin edici bir durum dedi. Bağırışlı, ağlamalı bir temizlik sonrası görüldü ki kızımın kulak zarı orta kulak iltihabına bağlı olarak delinmiş.
Çocuklarda kulak zarı deliği tek başına kötü bir durum değil, duyma kaybına bile yol açmıyor, korumayı etkili yapabilirseniz 12 yaşına kadar hatta kendi kendini tekrar tamamlıyor. Ancak kızıma ek olarak koleastatum teşhisi kondu.
Koleastatum ' un sebebinin, dış kulağın epiderm dokusunun, iç kulağın mukoza dokusuna saldırması ve onu asidik yapısı nedeniyle eritmesi olduğunu öğrendik. 5 doktora gittik ve hepsi de ameliyat dediler çünkü ilerlemesi durumunda karşılaşabileceğimiz sonuçların; 100% duyma kaybı, yüz felci ve/ veya menenjit olabileceğini söylediler.
Ameliyatta riskliydi, çünkü her ne kadar tomografi sonuçları işin başlangıç safhasında olduğunu gösterir gibiyse de, yüz sinirleri veya beyin zarına doğru bu hücrelerin sıçrama yapmış olabileceği her şeyi ancak tam açınca görebileceklerini belirttiler.
Ne kadar zor bir süreç olduğunu kelimelerle anlatmak çok güç. İnsanın, canının, canının yandığını görmesi ve tüm o kötü olasılıklarla baş edebilmesi ve tüm bu süreçte ona destek olabilmek için güçlü görünmeye çalışması çok zordu.
Doktoru seçmek, hastaneyi seçmek, acaba doğru kararı verdik mi diye sürekli sorgulamak.
Ameliyatımız 29.06.2013 Cumartesi günü gerçekleşti, kızım yaklaşık 3 saat ameliyatta kaldı. Ameliyat sonrası hastalığın başlangıç seviyesinde olduğu, hemen zar arkasında ki duyma kemiklerini sardığını, kemiklerin temizlenip zarın yamandığını ve bir daha olma riskini %0' a indirdiklerini öğrendik çok şükür. Sonra ki 3 saat anesteziden ayılma süreci çok zordu. Kızımın kulağının olduğu yere neredeyse kendi kafası büyüklüğünde bir koruma koymuşlar ve onu alnından sıkı sıkı bağlamışlardı. Bir taraftan anestezinin etkisi, bir taraftan o sargı. Kızım sürekli eve gidelim diye ağlıyor ve biz sabırla sakinleştirmeye çalışıyoruz.
3 saatin sonunda 1 saat kadar uyudu ve sonra çok iyi kalktı, biraz koridorda yürüdük, gelen ziyaretçi arkadaşlarını yatağında inip yanaklarından öpecek kadar bile iyi hissetti ve bir şeyler yedi. Gece 3 civarında ağrım var diye uyandı ağrı kesiciyi verdikten 1 saat sonra tekrar uyuyabildi.
Pazar sabahı doktorumuz erkenden geldi ve kafanda ki sargıyı değiştireceğiz ve seni rahatlatacağız deyince dün bana bunların olacağını söylememiştin sakın bana dokunma dediği doktoruna, bugün bana sadece doktorum dokunsun dedi. Ameliyat ve sonrası komplikasyonsuz geçtiği için bir gece alıp çıktık.
O pansuman sırasında kızımın kulağını gördüğümde acaba bu kulak normale döner mi dedim ? Ameliyattan dolayı kırmızı, mor ve ödemli bir kulağı bilmem gözünüzün önüne getirebilir misiniz?
Şimdi 2-3 günde bir pansumana gidiyoruz. Küçük bir pansuman ve üzerine pembe bir saç bandı ile hayatımız baya baya normale döndü. Ameliyattan beri birlikte yatıyoruz , uykusunda kulağının üzerine yatmasın diye tetikteyiz, kendisi de oldukça bilinçli her dönüşünde uyanıp kafamı nasıl koyuyorum diye kendini kontrol ediyor. Hedef tarihimiz ise 10 Temmuz, o gün kulağında ki tamponlar da çıkacak ve sonrasında yine kontroller ve 1 ay kadar saç bandı devam.
Bir önceki hafta sonu kızım ameliyattan çıkınca, Allah'ım demiştim önümüzde ki bu 1 hafta biter mi acaba? Çok şükür bitti ve çok çok şükür ki her gün daha da iyiye gidiyor.
Tüm bu süreçte ruh halim o kadar dalgalıydı ki; isyan ve şükür arasında gittim geldim. Kah neden bunlar benim kızımın başına geldi? bu yaşta anestezi almak zorunda kaldı diye üzüldüm, kah erken evrede teşhis edilebildi ya bir de geç kalsaydık buna da şükür dedim.
Her şey insan içindir diye bir laf vardır. İnsan kendi başına kötü şeylerin hiç gelmeyeceği sanrısına kapılır çoğu zaman ya da duyduğunda dayanamayacağını düşünür. Ama insan her şeye dayanıyor. Derdin yanında sabır da gönderiliyor.
Şimdi hayırlısı ile bitsin diye dua ediyorum, beterinden koru diye diliyorum ve çaresiz dert vermediği için şükrediyorum.
Kızım ilk temizleme de canının yandığını söyledi ve korktuğu için birkaç doz damla ile düşürmeye çalıştık ancak nafile.
En sonunda doktorumuz bunu temizleyeceğiz arkasını göremiyorum ve tedirgin edici bir durum dedi. Bağırışlı, ağlamalı bir temizlik sonrası görüldü ki kızımın kulak zarı orta kulak iltihabına bağlı olarak delinmiş.
Çocuklarda kulak zarı deliği tek başına kötü bir durum değil, duyma kaybına bile yol açmıyor, korumayı etkili yapabilirseniz 12 yaşına kadar hatta kendi kendini tekrar tamamlıyor. Ancak kızıma ek olarak koleastatum teşhisi kondu.
Koleastatum ' un sebebinin, dış kulağın epiderm dokusunun, iç kulağın mukoza dokusuna saldırması ve onu asidik yapısı nedeniyle eritmesi olduğunu öğrendik. 5 doktora gittik ve hepsi de ameliyat dediler çünkü ilerlemesi durumunda karşılaşabileceğimiz sonuçların; 100% duyma kaybı, yüz felci ve/ veya menenjit olabileceğini söylediler.
Ameliyatta riskliydi, çünkü her ne kadar tomografi sonuçları işin başlangıç safhasında olduğunu gösterir gibiyse de, yüz sinirleri veya beyin zarına doğru bu hücrelerin sıçrama yapmış olabileceği her şeyi ancak tam açınca görebileceklerini belirttiler.
Ne kadar zor bir süreç olduğunu kelimelerle anlatmak çok güç. İnsanın, canının, canının yandığını görmesi ve tüm o kötü olasılıklarla baş edebilmesi ve tüm bu süreçte ona destek olabilmek için güçlü görünmeye çalışması çok zordu.
Doktoru seçmek, hastaneyi seçmek, acaba doğru kararı verdik mi diye sürekli sorgulamak.
Ameliyatımız 29.06.2013 Cumartesi günü gerçekleşti, kızım yaklaşık 3 saat ameliyatta kaldı. Ameliyat sonrası hastalığın başlangıç seviyesinde olduğu, hemen zar arkasında ki duyma kemiklerini sardığını, kemiklerin temizlenip zarın yamandığını ve bir daha olma riskini %0' a indirdiklerini öğrendik çok şükür. Sonra ki 3 saat anesteziden ayılma süreci çok zordu. Kızımın kulağının olduğu yere neredeyse kendi kafası büyüklüğünde bir koruma koymuşlar ve onu alnından sıkı sıkı bağlamışlardı. Bir taraftan anestezinin etkisi, bir taraftan o sargı. Kızım sürekli eve gidelim diye ağlıyor ve biz sabırla sakinleştirmeye çalışıyoruz.
3 saatin sonunda 1 saat kadar uyudu ve sonra çok iyi kalktı, biraz koridorda yürüdük, gelen ziyaretçi arkadaşlarını yatağında inip yanaklarından öpecek kadar bile iyi hissetti ve bir şeyler yedi. Gece 3 civarında ağrım var diye uyandı ağrı kesiciyi verdikten 1 saat sonra tekrar uyuyabildi.
Pazar sabahı doktorumuz erkenden geldi ve kafanda ki sargıyı değiştireceğiz ve seni rahatlatacağız deyince dün bana bunların olacağını söylememiştin sakın bana dokunma dediği doktoruna, bugün bana sadece doktorum dokunsun dedi. Ameliyat ve sonrası komplikasyonsuz geçtiği için bir gece alıp çıktık.
O pansuman sırasında kızımın kulağını gördüğümde acaba bu kulak normale döner mi dedim ? Ameliyattan dolayı kırmızı, mor ve ödemli bir kulağı bilmem gözünüzün önüne getirebilir misiniz?
Şimdi 2-3 günde bir pansumana gidiyoruz. Küçük bir pansuman ve üzerine pembe bir saç bandı ile hayatımız baya baya normale döndü. Ameliyattan beri birlikte yatıyoruz , uykusunda kulağının üzerine yatmasın diye tetikteyiz, kendisi de oldukça bilinçli her dönüşünde uyanıp kafamı nasıl koyuyorum diye kendini kontrol ediyor. Hedef tarihimiz ise 10 Temmuz, o gün kulağında ki tamponlar da çıkacak ve sonrasında yine kontroller ve 1 ay kadar saç bandı devam.
Bir önceki hafta sonu kızım ameliyattan çıkınca, Allah'ım demiştim önümüzde ki bu 1 hafta biter mi acaba? Çok şükür bitti ve çok çok şükür ki her gün daha da iyiye gidiyor.
Tüm bu süreçte ruh halim o kadar dalgalıydı ki; isyan ve şükür arasında gittim geldim. Kah neden bunlar benim kızımın başına geldi? bu yaşta anestezi almak zorunda kaldı diye üzüldüm, kah erken evrede teşhis edilebildi ya bir de geç kalsaydık buna da şükür dedim.
Her şey insan içindir diye bir laf vardır. İnsan kendi başına kötü şeylerin hiç gelmeyeceği sanrısına kapılır çoğu zaman ya da duyduğunda dayanamayacağını düşünür. Ama insan her şeye dayanıyor. Derdin yanında sabır da gönderiliyor.
Şimdi hayırlısı ile bitsin diye dua ediyorum, beterinden koru diye diliyorum ve çaresiz dert vermediği için şükrediyorum.
Çok çok geçmiş olsun. Bir an önce atlatacağınıza inanıyorum. Sevgiler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sağ olun, sağlıklı olun.
YanıtlaSilGeçmiş olsun efem.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
YanıtlaSil