Ana içeriğe atla

PIZZERIA DA BAFFETTO

Bir önce ki yazımda bir şey vardı eksik olan, acaba dikkatini çeken oldu mu? Roma' ya gidip te pizza yememek ve pizzadan bahsetmemek olur mu? Elbette olmaz  çünkü zaten yiyecek başka bir şey yok. Et , pizza ya da makarna gibi 3 seçeneğiniz var. Neyse konuyu dağıtmayalım. 4 gün boyunca baya bir pizza tükettik, yıllık tüketim kotamızı bile doldurduk diyebilirim.

Kabul etmek gerekiyor ki bu adamlar pizzayı iyi yapıyor ve anladık ki biz şimdiye kadar pizza yememişiz.

Ama bir Bafetto var ki, işte o en iyisini yapıyor. Benim kızım ki peynir yemez, mantar yemez, onu yemez , bunu yemez. Dört peynirli pizzayı parmakları ile beraber yedi, mantarlı olanını önünden almadık.

Pizza ve Roma yazınca , Baffetto en üstte çıkıyor zaten. Bir öğlen vakti düştük yollara, önüne gelene kadar geldiğimiz anlamadık. Roma'lıların alışageldiği öğlen yemeği saatinden önce geldiğimiz için, bu sefer sıradan yırtıp geçtik yerimize, öyle yer seçemezsin, oturduğun masa büyükse yanına başka birileri oturabilir. Müşteri nazı yok, adam gibi ye ve git prensibi ile çalışıyorlar.

Öyle lüks falan aramayın, bizim esnaf lokantaları gibi ama merak etmeyin temiz.

Biz kalktığımızda, artık dükkanın önünde sıra olmaya başlamıştı bile.

Roma' ya yolunuz düşerse, o yolunuzu mutlaka Baffetto' ya da düşürün. Pişman olmayacaksınız.

Şimdiden afiyet olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...