Ana içeriğe atla

Dönence - Tropic - Wendepunkt

Dönence Artık kimseye kızgın olmak istemediğim, kızmak istemediğim bir dönemdeyim. Beni kimsenin yormasına izin veremeyeceğim daha fazla. Kendimle ve gelecekle ilgili planlarımı düşünmek istiyorum; A2 seviyesinde olan Almancamı ilerletmek ve evden Alman bir firma için çalışmak. Bu sene Almanca ile ilgili hedefime ulaşırsam seneye İtalyancaya başlamak. Kızım üniversiteye başlayınca ondan piano dersi almak ve piano çalmayı öğrenmek. Öğrenmeyi hiç bırakmamak.... Orta yaş krizi mi? Bilemiyorum... 48 denizinde yüzerken 'tutunamayanlar ' a (Oğuz Atay) başladım yine. Sanki daha önce bir telaş okumuşum, şimdi sindire sindire okumak istiyorum acele etmeden. Hayatı da belki hazmetmeyi öğrenmem gerekiyordur. Kendi küçük dünyam var, sonra kocaman dışarıda ki dünya var. Belki küçük sandığım dünyam o kadar küçük değildir. Belki her insan bir 'ALEM' dir ve herkes başka bir alemdir. Bir taraftan pek bir şey olmuyor gibi ( ki bu yaşımda rutinime şükretmeyi de öğrendim, rutinlerimizi gerçekleştirebilmek ne büyük lüks)ama diğer taraftan da herşey çok hızlı değişiyor gibi. Tıpkı düşüncelerim gibi... Yine biraz karıştım; Düşünmem, yazmam ve durulmam lazım... Bazı zamanlar, bir ilüzyonla, net olduğunu düşündüğüm yarınlar, bugünlerde oldukça puslu. Kıs kıs gülmeyin; yarın ne zaman net oldu ki diye? Helhalde biliyorum. Ama işte bazen inanırız ya hepimiz, geleceğin net olarak önümüzde serildiğine, işte öyle anlardan bahsediyorum. Yoksa kim sürekli, pusun içinde yaşadığı bilinci ile akıl sağlığını koruyarak yaşayabilir? Biz insanoğluna hem öyle bir bilinç verilmiş ki; herşeyi sorgulayan ama öyle de bir teslimiyet isteniyor ki; gücünün yetmeyeceği herşeyi kabullenirken. Zaten şu dünayada başına gelenleri kabullenemediğin nokta, tam da ayvayı yediğin nokta değil mi? İnsanoğlu bunun için de güzel sözler bulmuş: Değiştirebileceği şeyler için azim; Değiştiremeyeceği şeyler için kabullenme; Ve bu ikisinin arasında ki farkı anlamak için, bilgelik dilemiş. Şarap versiyonu da var, artık size hangisi daha iyi geliyorsa ... Tropic I am in a period where I no longer want to be angry with anyone. I won't let anyone drain my energy anymore. I want to think about my plans for myself and my future; improving my A2 level German and working remote for a German company. If I achieve my goal with German this year, I want to start learning Italian next year. When my daughter starts university, I want to take piano lessons from her and learn how to play the piano. Never stop learning... Is it a middleage crisis? I don't know, maybe... While swimming in the sea of 48, I started reading "The Disconnected" (Oğuz Atay) again. It feels like I read it in a rush before, now I want to read it slowly and savor it without hurrying. Maybe I need to learn to digest life as well. I have my small world, and then there is a big world outside. Maybe my small world isn't that small. Maybe every person is an 'UNIVERSE' and everyone is a different funny universe. On one hand, it feels like not much is happening (at this age, I've learned to be grateful for my routine, what a luxury it is to be able to maintain our routines), but on the other hand, everything seems to be changing very quickly. Just like my thoughts... I'm a bit confused again; I need to think, write, and calm down... Sometimes, with an illusion, I thought i can see future clearly but unfortunately quite foggy these days. Don't laugh; thinking when future is ever clear to see? Of course, i know. But you know, sometimes we all believe that the future is laid out clearly in front of us, that's what I'm talking about. Otherwise, who can live with the awareness of constantly being in the fog and maintain the sanity? We humans have been given such a consciousness that questioning everything, but we are also asked for such a surrender; accepting everything beyond our control. Isn't the point where you can't accept what happens to you in this world exactly the point where you hit rock bottom? Humanity has found beautiful words for this also: Courage for the things you can change; Acceptance for the things you cannot change; And wisdom to know the difference. There's also a wine version, take the version suits you ... Wendepunkt Ich befinde mich in einer Phase, in der ich auf niemanden mehr wütend sein möchte. Ich werde nicht zulassen, dass mir jemand meine Energie raubt. Ich möchte über meine Pläne für mich und meine Zukunft nachdenken; mein Deutsch auf A2-Niveau verbessern und remote für eine deutsche Firma arbeiten. Wenn ich mein Ziel mit Deutsch in diesem Jahr erreiche, möchte ich nächstes Jahr Italienisch lernen. Wenn meine Tochter mit dem Studium beginnt, möchte ich von ihr Klavierunterricht nehmen und Klavierspielen lernen. Niemals aufhören zu lernen... Ist es eine Midlife-Crisis? Ich weiß es nicht, vielleicht... Während ich im Meer der 48 schwamm, begann ich erneut "Die Haltlosen" (Oğuz Atay) zu lesen. Es fühlt sich an, als hätte ich es vorher in Eile gelesen, jetzt möchte ich es langsam und ohne Eile genießen. Vielleicht muss ich auch lernen, das Leben zu verdauen. Ich habe meine kleine Welt, und dann gibt es die große Welt draußen. Vielleicht ist meine kleine Welt gar nicht so klein. Vielleicht ist jeder Mensch ein 'UNIVERSUM' und jeder ist ein anderes lustiges Universum. Einerseits fühlt es sich an, als würde nicht viel passieren (in diesem Alter habe ich gelernt, dankbar für meine Routine zu sein, was für ein Luxus es ist, unsere Routinen aufrechterhalten zu können), aber andererseits scheint sich alles sehr schnell zu ändern. Genau wie meine Gedanken... Ich bin wieder ein bisschen verwirrt; ich muss nachdenken, schreiben und mich beruhigen... Manchmal, mit einer Illusion, dachte ich, ich könnte die Zukunft klar sehen, aber leider ist sie in diesen Tagen ziemlich neblig. Lach nicht; denkst du, wann war die Zukunft jemals klar zu sehen? Natürlich weiß ich das. Aber weißt du, manchmal glauben wir alle, dass die Zukunft klar vor uns liegt, das ist es, wovon ich spreche. Andernfalls, wer kann mit dem Bewusstsein leben, ständig im Nebel zu sein und dabei seinen Verstand bewahren? Wir Menschen haben ein solches Bewusstsein, das alles hinterfragt, aber wir werden auch um eine solche Hingabe gebeten; alles zu akzeptieren, was außerhalb unserer Kontrolle liegt. Ist nicht der Punkt, an dem du nicht akzeptieren kannst, was dir in dieser Welt passiert, genau der Punkt, an dem du am Boden bist? Die Menschheit hat dafür auch schöne Worte gefunden: Mut für die Dinge, die du ändern kannst; Akzeptanz für die Dinge, die du nicht ändern kannst; Und Weisheit, den Unterschied zu erkennen. Es gibt auch eine Wein-Version, nimm die Version, die dir besser gefällt...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...