Anane deyince aklıma pamuk gelir benim, ananemin pamuk gibi yumuşak huylu bir insan olmasına bağlarım bunu. Hep sakindir, kimseyi kıracak bir söz duymadım şimdiye kadar ağzından. Dedemi kaybettiğimiz 2003 yılından beri Çerkezköy' de yaşayan teyzemin yanında kalıyor, dedem vefat ettiğinde 50 küsür yıldır aynı yastığa baş koyuyorlardı, 50 yıl nasıl geçti anlamadım dedi, hayatı bu tek cümle ile özetleyiverdi bana, evet yıllar geçiyor anlamadan...
Geçtiğimiz hafta sonu cumayı da birleştirip kısa bir Kahire gezisi yaptık, mumyaların etkisinden midir , geldik geçiyoruz be dedik eşimle, 30 yaşın üstünde olmanın tüm ağırlığı ile. Dünya denen bu sahneden geldik geçiyoruz farkında mısınız? Ben anlamamışım 30'umdan önce; bir curcuna, bir karnaval günler geçmiş, 30 yaş bir dönemeç sanki, hayat bir bakmışım binivermiş omuzlarıma tüm heybetiyle bir ara ben anlamadan.
Ananem Çerkezköy'e geldiğinden beri daha çok görüşme imkanımız oluyor tabi ve ben son görüştüğümüzde bir manici olduğunu keşfettim ananemin. Ne tuhaf değil mi yanında büyüdüğüm, tanırım dediğim ananemin bu özelliğini şimdi farkediyorum, bazen işte öyle aciz oluyor insan, burnunun dibindekini bile tanımaktan.
İşte o gün bu gündür, ananemin aklına geldikçe, manilerini bir yere not ediyorum. Ananemin manileri baki kalsın istiyorum, sadece kendisi değil birileri de bilsin, okusun istiyorum. Şartları elverse, bir fırsat çıksa karşısına nasıl bambaşka bir hayatı olurdu kimbilir? Ama işte - geçen eşimden duydum - kimin rahmine düştüğünüz tüm hayatınızı belirleyen dönüm noktası ve gerisi ona göre şekilleniyor siz fazla müdahale edemeden.
Ananemin manilerini buraya yazmadan önce biraz ananemi anlatmak istiyorum, manileri hangi ruh haliyle söylediği, ne demek istediği daha anlaşılır olabilsin diye. Ananemin tüm çocukları çalışmak için bir yerlere dağılmış ve oralarda hayat kurmuşlar. Düğünler, bayramlar vesile olmuş toplanmaları için, hep evlat özlemi çekmiş, hala da çekiyor. Çok genç yaşta kemik veremine yakalanıp, 1 yıllık-çocuklarından uzakta- bir tedavi sonrası, kimsenin ümidi yok iken tekrar sağlığına kavuşup, 2. hayat şansını yakalayan ender insanlardan. Dedemi bir cuma günü kaybetti, ani bir kalp krizi sonrası, elinde ekmeği ile cuma namazı sonrası evinin yolundayken....
Ne olduğumu bilemedim
Evime giremedim
Allah’ın emri geldi
Yolda canımı verdim
29 yaşında buldum ben bu derdi
Derdimi veren Allah
Dermanımı da verdi
Allah’ım bana uzun ömürler verdi
A yollarım yollarım
Ağılda koyunlarım
Badem çiçekleri gibi
Dağıldı yavrularım
Fırın kürek ister
Üstüne çörek ister
Yavrularımın ayrılığına
Dayanacak yürek ister
Bahçelerde nanamı
Görülenler dana mı
Unuttun mu sanıyorsun yavrum
Gözü yaşlı ananı
Sındırgı’nın hanları
Parlak olur camları
Evlatların gelmeden
Nasıl verdin canları
Tren geldi yerleşti
Hastalar iyileşti
Yavrum geldi de
Kapaklı’ya yerleşti
A yolcular yolcular
Tütün alıyor kolcular
Yavrularım gurbetlerde
Neylesin yabancılar
Kabirin dallarına
Kan indi kollarıma
Haber verin yavrularıma
Yetişsin sallarıma
Ufacık kuş üzümü
Nerede göreyim yüzünü
Yavrularımdan ayrılırken
Yumuveriyorum gözümü
Geçtiğimiz hafta sonu cumayı da birleştirip kısa bir Kahire gezisi yaptık, mumyaların etkisinden midir , geldik geçiyoruz be dedik eşimle, 30 yaşın üstünde olmanın tüm ağırlığı ile. Dünya denen bu sahneden geldik geçiyoruz farkında mısınız? Ben anlamamışım 30'umdan önce; bir curcuna, bir karnaval günler geçmiş, 30 yaş bir dönemeç sanki, hayat bir bakmışım binivermiş omuzlarıma tüm heybetiyle bir ara ben anlamadan.
Ananem Çerkezköy'e geldiğinden beri daha çok görüşme imkanımız oluyor tabi ve ben son görüştüğümüzde bir manici olduğunu keşfettim ananemin. Ne tuhaf değil mi yanında büyüdüğüm, tanırım dediğim ananemin bu özelliğini şimdi farkediyorum, bazen işte öyle aciz oluyor insan, burnunun dibindekini bile tanımaktan.
İşte o gün bu gündür, ananemin aklına geldikçe, manilerini bir yere not ediyorum. Ananemin manileri baki kalsın istiyorum, sadece kendisi değil birileri de bilsin, okusun istiyorum. Şartları elverse, bir fırsat çıksa karşısına nasıl bambaşka bir hayatı olurdu kimbilir? Ama işte - geçen eşimden duydum - kimin rahmine düştüğünüz tüm hayatınızı belirleyen dönüm noktası ve gerisi ona göre şekilleniyor siz fazla müdahale edemeden.
Ananemin manilerini buraya yazmadan önce biraz ananemi anlatmak istiyorum, manileri hangi ruh haliyle söylediği, ne demek istediği daha anlaşılır olabilsin diye. Ananemin tüm çocukları çalışmak için bir yerlere dağılmış ve oralarda hayat kurmuşlar. Düğünler, bayramlar vesile olmuş toplanmaları için, hep evlat özlemi çekmiş, hala da çekiyor. Çok genç yaşta kemik veremine yakalanıp, 1 yıllık-çocuklarından uzakta- bir tedavi sonrası, kimsenin ümidi yok iken tekrar sağlığına kavuşup, 2. hayat şansını yakalayan ender insanlardan. Dedemi bir cuma günü kaybetti, ani bir kalp krizi sonrası, elinde ekmeği ile cuma namazı sonrası evinin yolundayken....
Ne olduğumu bilemedim
Evime giremedim
Allah’ın emri geldi
Yolda canımı verdim
29 yaşında buldum ben bu derdi
Derdimi veren Allah
Dermanımı da verdi
Allah’ım bana uzun ömürler verdi
A yollarım yollarım
Ağılda koyunlarım
Badem çiçekleri gibi
Dağıldı yavrularım
Fırın kürek ister
Üstüne çörek ister
Yavrularımın ayrılığına
Dayanacak yürek ister
Bahçelerde nanamı
Görülenler dana mı
Unuttun mu sanıyorsun yavrum
Gözü yaşlı ananı
Sındırgı’nın hanları
Parlak olur camları
Evlatların gelmeden
Nasıl verdin canları
Tren geldi yerleşti
Hastalar iyileşti
Yavrum geldi de
Kapaklı’ya yerleşti
A yolcular yolcular
Tütün alıyor kolcular
Yavrularım gurbetlerde
Neylesin yabancılar
Kabirin dallarına
Kan indi kollarıma
Haber verin yavrularıma
Yetişsin sallarıma
Ufacık kuş üzümü
Nerede göreyim yüzünü
Yavrularımdan ayrılırken
Yumuveriyorum gözümü
Yorumlar
Yorum Gönder