Ana içeriğe atla

cüzdan

Dün annemle sohbet ederken pazarda cüzdanını çaldırdığından bahsetti, benim annem yaşadıklarını çok sıradan karşılayan abartmayan bir yapıya sahiptir, başından geçen çok önemli şeyleri, atlattığı hastalıkları bile laf arasında söyleyiverir insana, dikkat çekmek, dünyanın merkezi olmak gibi dertleri yoktur hiç, usulcacık yaşar o hayatını, insana huzur vererek.

E dedim sana şimdi yeni bir cüzdan almak gerekecek, en son cüzdanını kardeşimle beraber bir anneler gününde almıştık, sonra e içindekiler noldu dedim, annemin cüzdanları da çeşit çeşitmiş meğer onun içinde sadece para ve maaş kartı varmış, maaş kartını iptal ettirip yenisini çıkarttırmış, kimlik ve diğer kartları zaten başka cüzdandaymış.

Son yaptığım cüzdan değişikliği geldi oradan aklıma, aman ne zorlanmıştım alışana kadar. Ondan önce ki cüzdanımı üniversiteden mezun olacağım sene 'deriden' den almıştım kahverengi çok katmanlı kapatılınca el kadar olan ama kalınca içine çok ıvır zıvır alabilen bir cüzdandı.

Neler düşünmüştüm o cüzdanı alırken, içine alacağım ilk maaşı koyacağımı düşünmüştüm, nasıl bir işim olacağını düşünmüştüm, hayaller kurmuştum. Nice işler değiştirdim, maaşlar aldım o cüzdanla, tam 9 sene geçirdim, sonra fermuarı bozuldu da kendisinden vazgeçebildim. Yerine de kırmızı dikdörtgen bir cüzdan koydum ama ilk 1 ay tam kabustu ilk başta o daha küçük olan cüzdandan çıkanlar, daha büyük cüzdana sığmadı, nasıl olur dedim kızdım, elim ötekine o kadar alışmıştı ki yeni cüzdanda hiçbir şey bulamadığıma daha çok kızdım, ama esas kızdığım galiba 9 yıldır çantama elimi her attığımda şıp diye buluverdiğim, parmaklarımın aşina olduğu cüzdanımı, 9 yılımı geride bırakmaktı.

Şimdi bu yeni cüzdanla 3 yılı devirdik, artık tanış olduk, sevdik birbirimizi, onu da değiştirmek zorunda olacağım gün geliverdi aklıma anemle konuşurken ne yalan söyleyeyim, içim burkuldu şimdiden...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...