Ana içeriğe atla

kahkaha

Dün denetim için Kayseri' deydim, sıcaktı çok sıcak hem de farklı bir sıcak ve bu sıcağa alışmış Kayseri insanı, ne arabasında, ne çalıştığı  ve ne de yaşadığı mekanda klima kullanmıyorlar ve ben bu sıcakta ezildim de ezildim, bugün bile hala kendime gelemedim.

Denetim bittikten sonra akşam da uçağım geç olunca sizi teleferikle Erciyes' e çıkaralım dediler, bindim teleferiğe aşağıda toprak rengi fareye benzer bir şeyler bir sürü, meğer gelincikmiş orada 'geven' denirmiş, kımır kımır bir şeyler yiyiyorlardı hiç durmadan.

Üniversite yıllarından Kayseri'li bir arkadaşım var onu da aradım müsaitsen görüşelim diye, 11 yıl sonra kaldığımız yerden devam ettik konuşmaya sanki araya 11 yıl hiç girmemiş gibi 2 çocuğu yanında, bana hiç değişmemiş geldi. Elleriyle yaptığı Kayseri mantısını yedik beraber, çocuklarımızın yaramazlıklarını anlattık...

Sonra beni havaalanına bıraktılar, bir miktar rötarla yola çıktık, arka sıralarda bir bayan ara ara şen kahkahalar patlattı, en son böyle kahkahalı ne zaman güldüğümü düşündüm, bilemedim. Eskiden çok mu eskiydi bilemiyorum karnım ağrıyıncaya gülerdim ben. Şimdi de somurtmuyorum tamam ama sadece gülümsüyorum sanırım, kahkahamı kaybettim sanırım, hükümsüzdür....

Yorumlar

  1. canim hem de nasil gulerdik.. ne gunlerdi.. beni de en cok cocuklar gulduruyor simdilerde, onlar disinda hersey dedigin gibi sadece bir gulumseme.. su aralar biri beni universite yillarina isinlasa dedigim bir donemden geciyorum.. keske...

    YanıtlaSil
  2. hakikaten onlarda olmasa gülecek ne bulacagiz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...