Ana içeriğe atla

eğlence

Akşam mesai bitti mi, oyalanmadan doğru eve, alelacele yemek ve kızımı teyzesinden bahçede devralmak, çünkü 21:00 lara kadar sürecek akşam mesaisi var daha gün bitmeden. İstanbul gibi bir şehirde kızımın akşam ezanlarına kadar özgürce oynaması var işin ucunda ki bu her şeye değer.

Bu sene çıplak ayak oynamak moda, kendilerini basket sahasına atıyorlar, yalın ayak mütemadiyen bir koşma kızlı erkekli, canavar olup birbirlerini korkutuyorlar, erkeklerin ellerinde kılıçlar, kızımın boynunda bozulmuş çadırının üst kapatması ama artık süper men pelerini, rüzgara karşı koşuyor öyle özgür....

Hepsi öyle güzeller ki, tek dertleri var eğlenmek ve oyun oynamak bu çocuk milletine çok yakışıyor çok. Biz anneler de banklarda sohbet ediyoruz bir gözümüz çocuklarda bir an gözden kaybetsek hemen ayağa kalkıyoruz, ne zaman başlarında olmadan oyuna göndereceğimizi hesaplıyoruz birlikte, kocalarımızı çekiştirdiğimiz de oluyor, e tabi kayınvalidelerimizi de.

Hava karardı mı, biz gidiyoruz hadi siz de gidin artık eve bağırışları arasında eve doğru ilerleme, bazen ayakkabılar hala elde çünkü o ayaklarlarla ayakkabılar giyilse bir de onun içini temizlemekle uğraş, kapıya gelindi mi koltuk altlarından tutup doğru küvete ve bol köpüklü bir banyo, anne yumuşak yumuşak yıka canım acıyor bağırışları, e kızım sürtmeden çıkmıyor bu karalıklar diye cevap, oh mis gibi oldum diyerek banyo faslının bitirilmesi.

Esneyerek akşam yemeği, itirazsız diş fırçalama ve uyku kitabı seçimi. Kitap bitince iyi geceler de anne, tatlı rüyalar de, Allah rahatlık versin de de, birkaç dakika süren öpüşme faslı, uyumaya direnmek için son koz bir kaç kez su istemeler sonra uykuya teslim olma...

Öyle mutluyum ki senin adına, her çocuğun hakkı olan gailesiz oyun oynama ve eğlenme hakkını doya doya yaşıyorsun, hayatın kurallarını öğreniyorsun, bazen geri adım atıyorsun, bazen özür diliyorsun, bazen hakkını almak için savaşıyorsun, bazen gülüyorsun, bazen ağlıyorsun, bazen şikayet ediyorsun...

Çocukluğunu doya doya yaşa istiyorum, oyuna doy ki büyümek zor gelmesin,eğlencenin tadına öyle bir var ki çok büyüdüğünde bile eğlenecek bir şeyler icat et kendine, eğlence bu hayatta ki anahtar kelimen olsun yumruğunun içinde sıkı sıkı tuttuğun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

babama - ode to my father -ode an meinen Vater

Çok düşündüm şöyle etkili bir giriş yapmak için. Ama ne yazsam eksik kaldı, duygumu anlatmaya yetmedi.... Ortadan gireyim o zaman. Ben büyürken, babam beni her istediğimi yapabileceğime inandırdı, hayatım boyunca şunu da yapamam diye hiçbir düşünce geçmedi aklımdan. Ne üniversite okuyacağım şehri kısıtladı, ne bölümü, hiçbir şeyi.... Babamdan hayır bunu yapamazsın hiç duymadım ben. Hatta üniversiteye gitmeden önce , söyle bir sohbetimiz var. Sana sigara içme diyemem çünkü ben içiyorum, ama sigaraya başlamasan kendine iyilik yaparsın...Zaten hiç merakım olmadı ve şimdiye kadar da tek nefesim yok. Hiçbir zaman da hayatta içmem demedim, hayatın ne getireceği hiç belli olmaz... Bazen aklıma türlü kötü senaryalor geliyor. Ya şöyle olursa ya böyle olursa diye ... O zamanlar da bile, içimi kaplayan sıkıntının yanında aklım, hemen çözüm yolları sermeye çalışıyor önüme. Korkma yaparsın bir şekilde diyor içimde ki ses... Sonunda yapamasam bile, beni yapabileceğime inandırdığın için sana...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...