Ana içeriğe atla

Bahar bana da gel...

Çok karamsarım bu aralar, çok ağlamaklı....

Bilmiyorum belki bahar depresyonudur ya da umarım öyledir, gelir ve geçer....

Güzel şeyler olmuyor mu hayatım da tabi ki oluyor, mesela akşamları kızımın yönetmeliğinde gerçekleştirdiğimiz tüm dramalar, hayat keşke onun gözü ile olduğu gibi olsa; kötüler hep kaybetse, iyilere- çocuklara kötü hiç bir şey olmasa....

Külkedisi oynuyoruz mesela, ben külkedisi oluyorum ama kıyamıyor bana sen sadece yerleri sil, ben bulaşıkları yıkarım diyor üvey kardeşim olarak, hatta baloya gitmem için eski kırmızı elbisesini ödünç bile veriyor....

Sen de olmasan kızım, ben nasıl güleceğim, bahar güneşim benim, yaşama sebebim....

Yorumlar

  1. guzelim o kadar guzel ifade etmissin ki... benim de bugun iste bir kadin kafami cok kizdirdi - agresif ve ne dediginden haberi olmayan bir tarzda beni butun toplantinin ortasinda rezil etmisti..bilirsin belki boyle gozu donmus tipleri.. icimden "nasilsa eve gidecegim, yavrularla koklasacagim - sen de butun bu islerin icinde debelen dur" diye gecirdim, tum sinirim gecti.. opuyorum yavru kus'u da, seni de.. bizimkiler artik "yavru kus" dedirtmiyorlar gerci kendilerine, biz abi abla olduk diyorlar ama senin yavru kus'a desem olur heralde:)

    YanıtlaSil
  2. bilmez miyim? sadece birilerinin ustune basarak yukselebilecegini sanan oyle cok garip insan var ki, nasil hesaplasiyorlar acaba kendileri ile yastiga baslarini koyunca diye hep merak ediyorum.
    en dogrusunu yapmissin biliyor musun ?
    bizim ki yavru kusa itiraz etmiyor :)
    bir ara buyuk olmaya takmisti ama bugunlerde gecti.... :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...