Ana içeriğe atla

Hoşgeldin Çağla Bebek

Kız kardeşim hamile olduğu müjdesini eylül ayında almıştık, yeni bebişimizi Nisanın ilk haftalarında bekliyorduk. Salı günü kardeşim Dr. kontrolüne gittiğinde Dr' u son 10 günde yeterince kilo alamamış kalp seslerini de net duyamıyorum diyerek daha teşekküllü bir hastaneye sevk etmiş, dünkü randevularına gittiklerinde sizi hemen müşahede altına almamız gerekiyor her an sezeryana da alabiliriz demişler. Kardeşim Ankara' da, ben İstanbul' da, annemler Balıkesir'de aldı mı bizi bir telaş, annem hemen akşam Ankara'ya doğru yola çıktı, ben tanıdığım Dr. lara ulaşıp o hastahanede tanıdıkları bir Dr. var mı diye araştırırken, iç rahatlatıcı bir haber geldi kalp atışları ve kan akışı iyi sadece yarın öğlene kadar müşahede altında tutacağız.

Biz de rahat bir nefes aldık ama dün gece kardeşim pek rahat nefes alamamış,  önce suyu gelmiş ve sancıları başlamış, ancak yeterince açılma olmadığı için suni sancı vermişler, böyle geçen 10 saatin sonunda sabah 09:00 sularında sezeryana aldılar ve 09:45 gibi minik kızımız Çağla aramıza katıldı.

Hem anne hem de minik kızımızın sağlığı çok şükür iyi.

Çağla' cığım ailemize hoş geldin. Allah seni analı, babalı, sağlıklı ve mutlu büyütsün inşallah.

Not: Dün akşam kızıma Çağla bebek gelmek üzere sanırım dedim, ilk tepkisi ne yani artık beni eskisi kadar sevmeyecekler mi oldu.  (ler den kast sanırım Teyzesi, eniştesi, ananesi ve büyük babasıydı :) ), ben de merak etme sen onların ilk göz ağrısısın, ikinizi de hep çok sevecekler dedim, tamam o zaman dedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...