Ana içeriğe atla

Yavuz Bingöl

Ankara'ya üniversite için gittiğim ilk sene , sonradan çok yakın arkadaşım olan S.' den duymuştum ilk adını ve o dönem yeni patlamış olan şarkısı 'Turnalar' ı. O dönem sol tandanslı, Ankara' da takılan, henüz çok meşhur olmayan biriydi. Karanfil Sokak' ta bir müzik marketi vardı adını şimdi hatırlayamadığım,  sık sık geldiği, birkaç kez biz de denk gelmiştik. Denk gelmişiz yani, arkadaşım dürterek bana göstermişti.

Sonra şöhret ve İstanbul, televizyon programları, diziler ve magazinel Yavuz Bingöl ile tanışma.

Dün medyada patlayınca kendisi, yavuzun kelime anlamı geldi aklıma. Yavuz , iyi demektir. Yavuz insan, iyi insan olarak kullanılır bizim oralarda. Bir de  kötü, fena, azgın şeklinde ' yavuz hırsız ev sahibini bastırır ' kullanımı vardır ki kendisi artık bu kullanımı kendine layık görmüştür.

Ki bundan dolayı aslında en büyük haksızlığı kendisine yapmıştır. Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmeyi tercih etmiştir ve bunu hiç ihtiyacı yokken yapmıştır. En kötüsü de budur, tahmin ediyorum bugün çalışma ile ilgili kontağı kapatsa , çoluğuna çocuğuna yetecek mal varlığını zaten çoktan yapmıştır. Öyle ise  nedir bu hırs?

Yıllardır emek verdiği ismini, kişiliğini kendi elleri ile yıkmıştır.

İlgili haberi okuyunca, çocukken duyduğum bir hikaye geldi aklıma; yeni doğan erkek bebeğe Muhammed ismi verilmiş, ancak bebek kulağına isminin üflenmesinden sonra hep hasta, hep huzursuz. Aile alıp çocuğu bir hocaya götürüyor hastanelerde çare bulamayınca, hoca diyor ki isim bu bebeğe ağır gelmiş, değiştirin. Ne zaman ki bebeğin ismini değiştiriyorlar, bebek huzura ve sağlığına eriyor.

Hikayeden çıkarılacak hisse malum. Ancak kendisi için yeterli olur mu bilemem çünkü bundan sonra aynalar ile de ilişkisi pek sağlıklı olamayacaktır.

Girdiği yeni yolunda kendisine selametler dilerim.

P.S. Poza bak allasen.

Yorumlar

  1. Aynen katılıyorum. Bende bahar Gözlüm türküsünü severdim. Çok yazık.

    YanıtlaSil
  2. İnsan gelişen ve değişen bir varlıktır evet ama değişimin böylesini insanın havsalası almıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...