Taş olsam çatlardım, insandım da dayandım ...
Kime ait olduğunu bilmediğim bu söz insanın acılara karşı ne kadar hırpalansa, yaralansa da, nasıl da dayandığını, içimi sızlatarak anımsatıyor...
Nice acılar gördük, tanık olduk, başkalarının acılarını kendimizin gibi hissettik (ya da hissettiğimizi düşündük, sahi
başkasının acısını gerçekten hissetmek mümkün müdür?) ... ve hala buradayız ...
Dayanması mümkün olan, vakitli acılara şükürle ...
If I were a stone, I would crack, but I were a human, I endured...
This quote, which I don't know to whom it belongs, reminds me, with an aching heart, how a person endures pain, no matter how beaten and injured he/she is...
We have seen and witnessed many pains, we have felt the pain of others as our own (or we thought we felt it,
Is it really possible to feel someone else's pain?) ... and we are still here ...
Thankful for the pain that is possible to endure...
Wenn ich ein Stein wäre, würde ich zerbrechen, aber ich wäre ein Mensch, ich habe es ausgehalten ...
Dieses Zitat, von dem ich nicht weiß, wem es gehört, erinnert mich mit schmerzendem Herzen daran, wie ein Mensch Schmerzen erträgt, egal wie geschlagen und verletzt er/sie ist ...
Wir haben viele Schmerzen gesehen und miterlebt, wir haben den Schmerz anderer als unseren eigenen gespürt (oder wir dachten, wir fühlten ihn. Ist es wirklich möglich, den Schmerz eines anderen zu spüren?) ... und wir sind immer noch hier ...
Dankbar für den Schmerz, den man ertragen kann ...
Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...
Yorumlar
Yorum Gönder