Ana içeriğe atla

yeşil papaz erik- greengage plum - greengage-pflaume

Yeşil papaz eriği oldum olası çok severim, can erik gibi dişleri de kamaştırmaz. Şu an tam mevsimini yaşarken, doyasıya tüketiyorum, yaramazlık olduğunu bilsem de, tuz da ekleyerek. Papaz yeşil erik beni her yediğimde iki çok net çocukluk anısına götürüyor, ikisi de ilkokula ait; İlki, okula giderken anayolu geçmek için kullandığımız yaya alt geçidinin girişinde, arabada satılan eriği alışım, okulun girişinde sol tarafta ki çeşmede yıkayıp, ders başlayana kadar yediğim anlar.... Diğeri, okuldan eve geliyorum, dolaptan çıkarıp yıkıyorum ve ödev yaparken her yaptığım soru sonrası kendimi erikle ödüllendirdiğim anlar ... İkisini de hatırlamak hem huzur , hem mutluluk veriyor. Üzerinden geçen zaman ise, hayret verici ... I have always loved greenage priest ( i am not sure if this kind identified like that) plum, it does not make teeth sensitive like sour plum. Right now, during the top season, I eat everyday a lot, adding salt even though I know it's naughty. Greenage priest plums take me back to two very clear childhood memories every time I eat them, both from primary school age; The first one is the moments when I bought the plums sold in the trolley at the entrance of the pedestrian underpass that we used to cross the main road on the way to school, washed them in the fountain on the left side of the school entrance and ate them until the lesson started... The other one is when I came home from school, took them out from the fridge, washed them, and reward myself with plums after every question I did while doing homework... Remembering both of them gives both peace and happiness. The time that has passed is astonishing... Ich habe Greenage-Priester-Pflaumen schon immer geliebt (ich bin mir nicht sicher, ob diese Sorte so identifiziert wird), sie macht die Zähne nicht so empfindlich wie saure Pflaumen. Im Moment, in der Hochsaison, esse ich jeden Tag viel und füge Salz hinzu, obwohl ich weiß, dass das unartig ist. Greenage-Priesterpflaumen rufen bei mir jedes Mal, wenn ich sie esse, zwei sehr deutliche Kindheitserinnerungen zurück, beide aus dem Grundschulalter; Das erste sind die Momente, als ich die Pflaumen kaufte, die in dem Einkaufswagen am Eingang der Fußgängerunterführung verkauft wurden, mit dem wir auf dem Weg zur Schule die Hauptstraße überquerten, sie im Brunnen auf der linken Seite des Schuleingangs wusch und Ich habe sie gegessen, bis der Unterricht begann ... Das andere war, als ich von der Schule nach Hause kam, sie aus dem Kühlschrank nahm, sie wusch und mich nach jeder Frage, die ich bei den Hausaufgaben gestellt hatte, mit Pflaumen belohnte ... Sich an beide zu erinnern gibt Frieden und Glück. Es ist erstaunlich, wie viel Zeit vergangen ist...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...