Ana içeriğe atla

günüm aydınlandı

İçim kıpır kıpır bugün benim, hafta sonu için çitlembiğimi görmeye gidiyorum, dün siparişlerini aldım hanımdan, scooterını ve bebeğinin pusetini istedi ha bir de oraya gidince pempe pusetli bir bebek görmüş onu da alacakmışız.

Komşunun torununun scooterı başında kavga kopmuş, benim benim diye, götürmek şart oldu. 2 hafta oldu neredeyse görmeyeli kalbim fırlayacak sanki, hayırlısıyla bir gidelim içime sokacağım kızımı.

Ha bir de bir sürprizle karşılaştım bu sabah, dün akşam Ankara' dan dönünce kocam sürprizim var ama söylemem sen nasıl olsa göreceksin dedi, ben de hayırdır inşallah dedim..

Benim üniversiteden kısaca ÇEVTOP DİNAZORLARI dediğimiz bir arkadaş grubum var ama ne grup Allah bizi ayırmasın hepsini ayrı seviyorum, bendeki yerleri bambaşka, mezun olduktan sonra dünyanın dörtbir yanına dağıldık desem abartı olmaz İngiltere ve Finladiya bu dağılma alanına dahil çünkü, şimdi düğündü dernekti tam kadro olamasak da çoğunluk toplanabiliyoruz ve biliyorum ki biz birlikte çok güzeliz...

Neyse sadede gelelim biz bu 29 Ekimde de buluşma ayarlamaya çalışıyoruz, şöyle mi yapalım böyle mi edelim diye, yer belli Antalya ve benim kocacığım ne yapmış daha yer ayarlanmadan bizim uçak biletlerimizi almış ve bunu mail grubumuza atmış, bunu gören canım arkadaşlarım da teker teker aldıkları biletlerin maillerini atmışlar, şimdi ben sevinmeyeyim de, kim sevinsin ?

Velhasıl bu mailleri okuyunca günüm aydınlandı, canım kocacım bunu bana yaşattığın için ne kadar teşekkür etsem az, TEŞEKKÜR EDERİM...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızıma Mektup

Bu ayki ödevlerimizden biri (geçen kış olduğu gibi yarım gün, evde sıkılmamak adına evimize yakın bir anaokuluna gidiyor kızım), anne ve babanın kızımızın sevdiğimiz yönlerini anlatacağımız bir mektup yazmak. Bu mektup arkadaşlarına okunacak, kendisi hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarının yanında duymaktan mutlu olacağı vurgulanmış bu ödevi gönderirken. Anne baba olarak neler hissediyoruz, babasıyla aramızda neler konuşuyoruz onun hakkında, bunları içeren bir mektup yazmaya çalıştım, kızımıza ortak duygularımızı iletmeye çalıştım. Mektubum: Canım Kızımız, 05.06.2007 saat 22.23 te seni ilk kucağımıza aldığımızda bu minik güzeller güzeli kız gerçekten bizim kzımız mı diye sorduk birbirimize. 9 ay süren bir mucizeye şahit olmuştuk ve en büyük mucize de seni kollarımız arasına alabilmekti. O günden bu yana neredeyse 3.5 yıl geçti, bazan seni uyurken izliyoruz ve birbirimize tekrarlıyoruz şurada uyuyan melek bizim kızımız diye. Hergün şükrediyoruz sen bizimlesin, sağlıklısın ve m...

Aforizmalar- aphorisms- aphorismen

Son dönemde aklımdan geçen kısa kısa cümleler; Bilinç düzeyi olarak, kendini gelişime kapatıp yaşamaya devam etmek (buna da ne kadar yaşamak denir ise); Hindistan'da ki kast sisteminin en alt seviyesinde (bilinç olarak) yaşama gibi olmaz mı? Bir olmamışlık hissi ile kıvranıp durmak... Kızımın aldığı kararların hatalı olduğunu görüyorum, bu yanlış diyorum ama vazgeçiremiyorum. Umarım çocuğumun hayatını, kendi eliyle yaşanması zor hale getirdiğini izlemek zorunda kalan ebeveynlerden biri olmam. Ne kadar sevseniz de, anneliği bile çocuğunuzun size çizdiği sınıra kadar yapabiliyorsunuz (büyüdüklerinde)... İnsanların birbiri ile bir sebepten ötürü tanıştığını düşünüyorum. Bu yüzden eğer elimize küçük te olsa bir fırsat geçtiğinde, yardımcı olmayı esirgemeyelim. Tabi sonrasında bunu unutmak koşulu ile, beklentiler bizi zehirlemesin diye ... Egomuz bizden eylem ister ve bu yorucudur. Ama hayat eylemsiz olmanızı da istemez, eylemsizliğinizi de yorar. Madem her türlü yorulacağ...

Annelik üzerine - about to be mother - im Begriff zu sein Mutter

Dün anneler günü olunca ve sabahtan biraz da kendimle kalınca, annelik üzerine düşündüm biraz... Ben kızımızı büyütürken yapılacaklar konusunda çok ısrar eden bir anne olmadım; bir şey yemek istemiyorsa başka bir şey önerdim, giymek istemediği şeyi zorla giydirmedim (bazen hiç olmayacak yerlere, hiç olmayacak kıyafetler ile gitmek isterdi , izin vermediğim oldu), o an yemek istemez ise sonra yersin dedim, gündüz uykusunu bırakmak istediğinde zorla uyutmadım ancak akşam uyku saati konusunda disiplinli olmaya çalıştım vb. Eşim, özellikle benim yemek konusunda ısrarcı olmamamı hep eleştirdi ve yemek konusunda (aslında her konuda) ısrarcı bir anne (bu benim annemin tam tersi bir annelik) ile büyüdüğü için; yemek yediren anneyi , şefkatli anne olarak kodladığından; bana zaman zaman şefkatli bir anne olmadığımı ima etti. Şaka ile karışık lakabımı Norveçli mürebbiye yaptı. Benim görüşüme göre ise bir çocuk annesi tarafından sevildiğini biliyor ise, yemekte ısrar etmiş, etmemiş; onu öyle y...