Çitlembiğim seni yazlığa bırakıp geleli dört gün oldu, sınırım üç günmüş sensiz kalmak için anladım, ilk üç gün pek bir şey anlamadım ama dün akşam saatlerinden itibaren bir şeyler beni dürtmekte, her konuyu bir şekilde sana getirmekteyim.
Bir yanağında çiçek bir yanağında kalp olan resmini, bana iş yerime götürmem için hediye ettiğin kozalağa iliştirdim, bilgisayarımın yanından bana muzip muzip gülüyorsun.
Dün pamuk almak vesilesiyle odana girdiğimde kokun çarptı birden, daha derine çekebilmek için yastığını aldım kokladım ve babana da verdim koklasın diye, kulaklarını çınlattık…
İki arada bir deredeyim senin yazlıkta kalmanla ilgili, bir taraftan iyi gelmedi bana desem yalan olur; babanla sinemaya gidiyoruz, arkadaşlarla buluşuyoruz, bir gözümüz senin üstünde olmadan, aman düşer mi, kaybolur mu endişesi yaşamadan rahat rahat oturuyoruz, hayır ve yapma kelimelerini kullanmadan konuşabiliyoruz, akşam yemeğinde ne yendiğini fazla önemsemiyoruz, uykuda bir kulağımız senin odandan gelecek seslerde olmuyor…
Dinleniyoruz sanki biraz üç yılın ardından, ama her hafta sonu senin yanına gelmeyi de planlıyoruz. Bir taraftan diyorum oh çok iyi oldu bu iş seneye yazın da böyle yapmalı hem de daha uzun kalacak şekilde, bir taraftan da özlüyorum seni çitlembiğim, - kokunu, sesini, bana sarılışını, her şeyini – hem de çok…
Bir yanağında çiçek bir yanağında kalp olan resmini, bana iş yerime götürmem için hediye ettiğin kozalağa iliştirdim, bilgisayarımın yanından bana muzip muzip gülüyorsun.
Dün pamuk almak vesilesiyle odana girdiğimde kokun çarptı birden, daha derine çekebilmek için yastığını aldım kokladım ve babana da verdim koklasın diye, kulaklarını çınlattık…
İki arada bir deredeyim senin yazlıkta kalmanla ilgili, bir taraftan iyi gelmedi bana desem yalan olur; babanla sinemaya gidiyoruz, arkadaşlarla buluşuyoruz, bir gözümüz senin üstünde olmadan, aman düşer mi, kaybolur mu endişesi yaşamadan rahat rahat oturuyoruz, hayır ve yapma kelimelerini kullanmadan konuşabiliyoruz, akşam yemeğinde ne yendiğini fazla önemsemiyoruz, uykuda bir kulağımız senin odandan gelecek seslerde olmuyor…
Dinleniyoruz sanki biraz üç yılın ardından, ama her hafta sonu senin yanına gelmeyi de planlıyoruz. Bir taraftan diyorum oh çok iyi oldu bu iş seneye yazın da böyle yapmalı hem de daha uzun kalacak şekilde, bir taraftan da özlüyorum seni çitlembiğim, - kokunu, sesini, bana sarılışını, her şeyini – hem de çok…
Yorumlar
Yorum Gönder